28 Temmuz 2012 Cumartesi

ATEŞ ÜÇGENİ ... Size Gereken Pişmanlık değil İdrak!


Retro Merkür ve Güneş Aslanda birbirlerine yakın seyrediyorlardı birkaç gündür. Şimdi kavuşum halindeler ve biraz daha böyle içiçe olacak enerjileri... Kafamız hep ''O mu haklıydı ben mi? Öyle yapmasaydım da böyle yapsaydım daha mı etkili olur du? Ya beni yanlış anladıysa...! Aaaa yoksa o şunu mu kastetmişti? Acaba kötü bir tercih mi yaptım?'' gibi kaygılı sorgulamalarla dolu. Retro Uranüs'ün Koç'tan yaptığı üçgen açı, aklımıza flashback'ler halinde birçok olay, görüntü ve sözcüğün gelip gitmesine, karşımıza sürekli hatırlatıcı imgelerin çıkmasına, geçmiş hayaletlerin renkli sinemaskop evimizin ve kalbimizin içinde dolanmasına yardım ettiği de cabası!

Ay'ın Kuzey Düğümü ise, Yay'dan bir üçüncü bileşen daha veriyor bu görünümlere... Aslında bu Ateş Üçgeni sessiz ama etkili bir biçimde süredir gökyüzünde... Bugün Ay'ın bizzat iki gündür bizi için için geren ve en umulmadık tepkileri vermemize neden olan Akrep'ten çıkıp Yay'a girmesiyle tetiklenecek.

Dolun haline yaklaşan Ay'la enerji kazanan Ateş Üçgeni geçmiş hakkında kaygı ve pişmanlık duymak yerine, yeni bir bakış açısına ihtiyacımız olduğunu farkettirecek bize!

İşimize yaramayan hüzünler, anlamsız beklentiler ve hem kendimize hem de başkalarına yönelik keskin yargılarla burnumuza kadar doluyuz! Oysa olanlar oldu... Ve gelinen yerde, sadece yeni seçimler var bizim için. Bozunmuş, çözümsüzleşmiş, aslında içi boşalıp vesvese ile dolmuş zihinlerin ateşle tazelenmesi lazım. Şimdi yapılacak şey; sadece biraz huzur, sadece biraz cesaret, sadece küçük bir adım...

Küçük ve uygun bir adım, kaderde açılan yeni bir kapıdır! Dönün sırtınızı ensenizdeki arı kovanlarına ve aydınlık bir kapı açın...

MÜZİK : Karnaval Sabahı -MANHA de CARNAVAL - eğlence, kavga, tükenmişlik, yarım kalmışlık, ve yığınlar halinde gözümüzün önünden geçen görünümlerin ardından iyi bir uyku ve temiz bir bardak su gibi Elizete Cardoso'nun sesi...


http://www.youtube.com/watch?v=nVkDfnGobmI&feature=related

bir de Baden Powell'in gitarıyla çalınmış yorumu koyayım sevenlerine :) bence şahanedir...


http://www.youtube.com/watch?v=g8tyya8HPQc

24 Temmuz 2012 Salı

BUGÜN YÜREĞİNİZ ZIPLAYACAK YERİNDEN! Elde ne kalır orası meçhul yalnız...

Özgün Fotoğraf Çalışması için Sevgili Esra Başıbüyük'e TEŞEKKÜR  ederim!
Bugün Ay zarif Teraziye girecek... Jüpiter'e üçgen, Retro Merkür'e altmışlık açılar yapıp nostaljik özlemlerle dolacak içi ... Eski anıları, dostları ve belki geçmiş sevgilileri özleyecek ... aramak isteyecek... Belki karşımıza öyle objeler, öyle müzikler çıkacak... ya da ummadığımız telefonlar, mesajlar alacağız geçmiş yüzlerden. Bir yandan da Marsla kavuşup, Uranüsle zıtlaşacak ve Pluto'ya kare yapacak... Ani tepkiler vermeye yatkın olacağız kısacası. Dolduruşa geleceğiz - getireceğiz insanları birazcık!

Aman ''sarhoştum hatırlamıyorum'' olmasın ertesi günün başlangıç cümlesi...

22 Temmuz 2012 Pazar

Jüpiter - Chiron Karesi ... ACI BEDENİMİZLE VEDALAŞMAK


Jüpiter bolluk bereket ve genişleme getirir diye bilinir... Bu aralar genişlemeyi, algı ve tutumlarımızın sınırlarını esneterek yapıyor. Alışmışız; ne olsa Satürn'den biliriz de ... bu aralar Jüpiter - yani bizim büyük büyük babamız - çeviriyor bütün dümenleri.

Retro konumda olan Chiron ile kare yapıyor bir kaç gündür. Bu kare 24 Temmuz'da tamlık kazanacak ama zaten Chiron ters döndüğünden beri şimdi anlatacağım etki, eni konu devrede... Merkür retrosu bitene kadar da böyle olacak.

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Yengeç'te YENİ AY ... Masumiyet'in Karşı Konulmaz Gücü

ÖZGÜN GÖRSEL tasarımını hazırlayan ve kendisi de bir Yengeç olan Seçil ÇOKAN'a eşsiz emeği ve güzel yüreği için TEŞEKKÜR ederim! 



Yine bir YENİ-AY evresine giriyoruz... Yani yeni bir döngü başlıyor hayatımızda! Bir bitkiyi ekip büyütür, bir fikri önce tasarım haline getirir sonra eyleme döker ya da ürüne çevirir gibi, yeni bir enerji evresi boyunca kendimizi yeniden yapılandırmak için bir şans elde edeceğiz...

15 Temmuz 2012 Pazar

Bugün Arzular Şelale ... Ama İmkanlar Kısıtlı

Bugün İkizler'deki canıtez ve hafifmeşrep Ay, önce Jüpiter ile kavuşup gaza geliyor sonra Venüs'le kucaklaşıp   hazlardan haz beğenmeye niyetleniyor... Üstelik Merkür'le olumlu açıda olduğu için bir sürü de fikri var bu heveslerini nasıl gerçekleştirebileceğine dair! Gelgelim bugün sınır bekçisi Satürn ile Güneş arasında tam bir kare var. Bu kare, yare giden yolları kapatabilir...


Hani vardır ya öyle günler... arabayla bir yere gitme planı yaparsın, sabah kalkarsın motor boğulur... bütçe yaparsın ani bir delik açılır, tatil planın suya düşer... bir elbiseyi giymek için akşamdan hazırlar ütülersin sabah üstüne çay dökersin... bin hevesle bilet almışsındır bir konsere, ya taksi bulamazsın ya trafik sıkışır geç kalırsın...


Demem o ki; bugün yaptığınız planlarda aksamalar ya da beklenmedik engeller olursa, fazla moral bozmayın ve kimseye kızmayın. Gökler niyeti bozdu mu bahane de vesile de bol olur... Kah siz olursunuz sebep, kah başkaları sebebiniz olur...


İyisi mi siz yine niyetinizi güzel, gönlünüzü ferah tutun. Yani ille de bir terslik olacak diye başlamayın yapacağınız işe. Ama aklınızın bir köşesine de not düşün; ''Eğer planlarım zora girerse, ne kendimi ne başkasını yıpratmayacağım... Ola ki denize, pikniğe, sinemaya niyetlenip evde yolda kalırsam, bu durumu ne kendi burnumdan getireceğim ne de dırdırımla kimsenin ömründen götüreceğim...'' diye. 


Biz ne plan yaparsak yapalım Dostlar, evrenin hep daha iyi bir planı vardır! Direnip kavga ettikçe mutsuz, teslim olup geleni olduğu gibi aldıkça huzurlu ve bazen de ummadığımız biçimde mutlu oluruz. Bazen ters gidiyormuş gibi görünen işte bir hayır ve siz olanla kavga etmediğinizde, her durumdan alınacak bir de keyif vardır.


Her koşulda keyifli ve ne olursa olsun huzurlu bir Pazar diliyorum hepinize...


İçimden LAL dinletmek geldi size... Sertab'ın sesi su gibi aksın kalbinize, şifa olsun :)



http://www.youtube.com/watch?v=ut_UVSr_3Ys&feature=player_embedded

12 Temmuz 2012 Perşembe

RETRO'lar Dönemi - Merkür Retro, Uranüs Retro, Neptün ve Chiron ters döneli epey oldu, Pluto zaten hepsine karşı...



Önce 13 Temmuz'da Uranüs ters sürecine girecek ve 13 Aralık'a kadar bu şekilde devam edecek... Bu çok sıradışı bir hal değil...Uranüs bu işi her sene yapar! Yani durağan devreleriyle birlikte, her senenin yarısını, gerçek kimliğini saklayarak geçirir. Uranüs, Yaratıcı Enerji'dir. O doğal bir liderdir. Sormaz, izin istemez, beklemez, YAPAR! Taklitleri de onu takip eder ve Uranüs ters dönünce onlara gün doğar. Retro sürecinde en fazla dikkat etmemiz gereken şey, ''Özgün ve Özgür'' görünen herşeyin zannettiğimiz kadar büyük bir numarası olup olmadığını kontrol etmektir. Ayrıca kendi içimizdeki ''çılgınlık yapma'' arzusunu hayata geçirirken, birkaç kez düşünmemizde fayda olacaktır. Çünki, dürtü başkadır, taşıma gücü başka... Hele de etrafta bizi kışkırtan birileri varsa. Aman, işte asıl onlara dikkat!!! Kızılderililer'in çok sevdiğim bir sözü vardır: ''Beyaz Adam Çataldilli!'' Yani kimi insanların dilleri başka söyler, kalplerinden geçen başkadır, ''Hodri Meydan!'' dendiği zaman yaptıkları ise bambaşka... Zaman, sizi - ve değerli olan birçok şeyi - kumarhane pulu gibi ortaya süren ve olası sonuçları kulak arkası etmeniz için elinden geleni yapan insanlara kapılmamak gereken bir zamandır. Hele Merkür de Retro'ya giriyor ise...


14 Temmuz - 8 Ağustos arası Merkür Aslan Burcu'nda Retro süreci geçirecektir. Aslında bu retro nun etkileri halihazırda başlamıştır. İletişimlerinizde pek de başarılı olamadığınızı, gelecek haberlerin geç gelmeye, verilen mesajların ters alınmaya başladığı dikkatinizi çekiyor mu? İşte bu Merkür'ün gölge sürece girmesi yüzündendir. Aslan'daki Merkür hakkında yazdıklarımı hatırlarsanız, Aklın Efendisi'nin bu burçta kendi düşünce ve sözlerini ''altı gibi kıymetten bilen'' bir niteliği olduğunu söylemiştim. Yani aslında pek de akıllı değildir :) Havalıdır, dilbazdır, afrası tafrası çoktur ama bazen de içi koftur. Çünki, hatasını görmek ve düzeltmek istemeyen akıl, akıl değil egonun kölesi olmuş bir sahne yıldızıdır. Hele de retroya girdi mi hepten inatçı, hepten ''kifayetsiz muhteris'' oluverir. 


İyisi mi siz bu aralar, ''ben biliyorum'' demeden üç kez düşünün ve ''bilen adam''lara temkinle yaklaşın. ''Öderiz Canım Ne var!'', ''Bizde Yanlış Olmaz!'', ''Güven Bana!'', ''Bir Bildiğimiz Var ki Konuşuyoruz Dimi!'' tarzı cümleler kurmayın, kuranlara da fazla paye vermeyin. Bu hatayı şahsen yaptığınız zaman, kontrol etmeyi atladığınız detaylar yüzünden öncelikle mahcup olmak, hatta zarara uğramak ihtimaliniz yüksek. Yazışmalarınızı hazırlarken dikkatle okuyun, fazla yukarıdan atarak, meydan okuyarak, ya da alttan alta laf geçirerek konuştuğunuz yerleri silin, çünki herkesin egosu yüksek :) Kimse sizinkinin altında kalmak istemez! Bir iddiada bulunuyorsanız, bir çıkarım yapıyorsanız mutlaka olabilecek bütün ama bütün verileri kontrol edin. Haklı olmaya değil, hakkaniyetli olmaya, hatalarınızı saklamaya değil itiraf etmeye ve gidermeye, beklentilerinizi azaltmaya ve kanaatkar/tokgözlü davranmaya, gösterişten kaçınmaya ama samimiyetle cömert olmaya gayret edin! Tamah etmeyin, talan etmeyin, hiç bir doğruyu yalanla kirletmeyin... Üç kuruş - zaten gelip gelmeyeceği belli olmayan - menfaat için kimseye kendinizi kullandırtmayın! Girdiğiniz yeri dağıtmayın, toplayın! Lafını dinleten değil, lafının arkasında duran insan olun! Size yapılmasını istemeyeceğiniz şeyi düşmanınıza dahi reva görmeyin! Herkesle sevişmeyin - aşk da yalan olur bazen böyle zamanlarda - ama savaşmayın da :) 


O ZAMAN;  


Merkür size vız gelir :) Uranüs sizi gaza getiremez :) Neptün sizi kandıramaz :) Chiron geçmiş acıların kirli sargıları içinde boğamaz kalbinizi :) 
Pluto'ya gelince... Ondan korkmayın! Korku insanı korkutarak yönetir çünki...

Temiz ve Sade birşeyler dinlemek lazım böyle zamanlarda... Zira bazen belirsizliğin ve karanlığın örtüsü gerilir göğümüze, ama bu ışığın varlığını ortadan kaldırmaz. Ve böyle zamanlarda en önemlisi Kalbimizin ışığı'na tutunmaktır... Unutmayın; Herşey Zamanını Bekler ve Herşey Ama Herşey Sevgiyle Başlar, Sevgiyle Büyür... Sevgiyi Koruyanlar Aşar Gider Tüm Engellerin üzerinden...



http://www.youtube.com/watch?v=ro7rIRtr3IY&feature=related





11 Temmuz 2012 Çarşamba

GÜNEŞ SATÜRN KARESİ ... SINIR ADABI ve RÜZGAR


Güneş Egomuzdur ... Satürn ise ''Çark-ı Felek''
Ayağımızı şu Dünya toprağına bağlayan da Satürn'dür... Bizi türlü türlü hale koyup ''Haydi çık bakalım bu işin içinden'' diyerek sınava çeken de... O bizim sevimsiz ama bilge CEBİR hocamızdır!  - Cebir eskilerin Matematiğe verdikleri ad olup ''zor'' kökünden gelir - 

Daha önce söylemiştim, ''kare açılar'' bizi çıkmaza sokup, seçim yapmaya mecbur ederler!
Bugün hassasiyet ve özlemlerimizi temsil eden Ay Satürn ile zıtlaşıyor... Ve bu zıtlaşma Güneş'e kare çekiyor... Sonra o Güneş-Satürn karesi birkaç gün bizimle kalacak!

Yani bugüne duygusal bir çatışma ile başlamak ya da hassas olduğumuz konuları garip bir biçimde hatırlatan minicik tesadüflerle - bir yüz, bir müzik, bir söz - karşılaşmak ve bunun arkasından gelen ''yoksunluk'' duygusu ile başetmek durumunda kalabiliriz...

Yoksunluk egonun en sevmediği şeydir! O hep varsıl olmak ister... Hep kolay almak, hep elde tutmak, hep yeni ve güzel olanın peşinde gezip, eskiyi de yitirmemek... Ana kucağı, yuva sıcağını güvenceye alıp, yedi düvelin de tozunu attırıp, bütün bunlardan sıfır hasarla çıkmak ister! Ama dünya alemi öyle bir yer değildir... Evden çıkan risk alır! Ve hayat bize, ''beceremedin'' demeye bayılır... Varlıkla hevese getirir ve yoklukla sınar. Sonra bir gün kendimizi ''imkansız'' dediğimiz bir noktada buluruz. Bu sınıra dayandığımız andır!

Böyle zamanlarda iki seçim arasında dururuz; ya önceliklerimizi değiştireceğiz, ya kendimizi... Bu noktada doğru seçim diye birşey yoktur. Sadece her seçiş bir vazgeçiştir - yani kendi bedellerini barındırır. Hangi bedeli ödemeye hazır olduğumuzu sormak gerekir kendimize. 


Ama bu aralar bir de Uranüs efekti var hayatımızda...! Yani oyunu bozup başka düzlemde kurmak diye bir seçenek var.


Bazen de şunu idrak etmemiz gerekir Satürn'ün bizi kıstırdığı köşelerde; ''Bu problemi çözmenin benim için bir anlamı yok, çünki cevabı geldiğim noktada işime yaramıyor!'' Örnek vereyim böyle problemlere;
- Bu insan beni neden sevmiyor?
- Letafet bana bu kazığı atmasaydı, şimdi böyle mi olurdum!
- 10 sene önceki işimden ayrılmasaydım bugün ne olurdum?
- Ahmetle değil de Mehmetle evlensem hayatım daha mı farklı olurdu?
- Şu lafı etmeseydim acaba o kavga olmaz mıydı?


En aşılmaz sınırlar başka insanların tercihleridir. Onları değil, kendi tercihlerimizi sorgulayabilir ve değiştirebiliriz. Ve hepimizin varlığını kabul etmesi gereken bir büyük sınır da, ZAMAN'dır. Zamanı geri döndüremeyiz. İleri de alamayız. Biz sadece bugünü yaşayabilir, geçmişin izlerini bugün attığımız adımlarla temizleyebilir, geleceğin yolunu bugün yapacağımız başlangıçlarla açabiliriz... Sınır adabı, yalnız yoksunluğu farketmek değil, elinde olanın da kıymetini bilmek ve onu iyi kullanmaktır!


Ve hayat aşılmaz bir sınıra dayandığında, çözüm o sorunun dışına çıkmaktır bazen Dostlar! Çözüm o ruh halini, o arayışı, o korkuyu, o pişmanlığı terk edip, ''Geldiğim noktada yola nasıl devam etmeliyim?'' sorusunu sormaktır. Kayıp ve kazançlarımızı olduğu gibi kabul edip, neyin kayıp neyin kazanç olduğunu idrak etmeyi de yine Satürn'e  yani zamana bırakmaktır... 


Ve hüzünle ya da hırçınlıkla değil, TEMİZ BİR NEFESLE YAPICI BİR ADIM atmaktır!


Cesaria Evorio söylüyor - Vento de Sueste - rüzgara veriyor kalbimizi... bizi de temiz rüzgarlarla çıkılan yeni yollara çağırıyor;




http://www.youtube.com/watch?v=tfh6bbnC-K8&feature=related



10 Temmuz 2012 Salı

NE GEÇMİŞİ YARGILAYIN ... NE GELECEĞİNİZE İPOTEK KOYUN!

En sevdiğim gökyüzü denkliklerinden biri ''mistik dörtgen''dir! Çünki bu dörtgenler, sorunu görüp çözüm üretmemizi sağlayacak, dinamik bir karaktere sahiptirler... Şimdi sözünü edeceğim bu dörtgen bir süredir mevcut. Ama açıları artık daha yakın hale geldi ve bugün AY'ın da işin içine girmesiyle dinamizm kazanıyor.

Önce Geçmişi Yargılamamak kısmını açıklayalım: Güney Ay Düğümü ve Jüpiter bir süredir İkizler Burcu'nda sıkı fıkı bir haldeler. Bu geçmişten beri benimsemiş olduğumuz öğretileri, bilinçaltımıza kazıdığımız sebep-sonuç ilişkilerini ve yaşamdan beklentilerimizi tarifleyen bir bileşke. Bu aralar, Terazi'deki Mars ile üçgen açı yapıyor ve dikgörtgenin bir uzun kenarını bu ikili oluşturuyor. Terazi'deki Mars, ılımlı ve uzlaşmacı bir enerji taşır. Dönüştürücüdür ama düzen içinde değişimi öngörür. Mars, Geleceği şekillendirecek hedeflerimizi temsil eden Kuzey Ay Düğümü ile de ılımlı bir açı yapıyor ve Mistik dörtgenimizin bir yarısını oluşturan bir dik üçgen böylece tamamlanıyor. Mesaj: Geleceği inşa etmek istiyorsak, geçmişten getirdiklerimize tarafsız ve yargısız bakmak, yaşadıklarımızı iyi-kötü ikileminde değerlendirmemek, meli-malı diye biten cümlelerimizi ve beklentilerimizi bir yana bırakmak zorundayız. Aksi takdirde eski altın günlerin hayali ya da sönmüş güneşlerin hüzünlü gölgeleri arasında, kaybolup gideceğiz... Ne var ki, hayat bizi beklemiyor. Üstelik zaman da adeta hızlanıyor!

Sonra Geleceğe İpotek Koymamak kısmını açıklayalım: Geleceğe işaret eden Yay'daki Kuzey Ay Düğümü, Koç'taki Uranüs ile ikinci üçgenin uzun kolunu oluştuyor. Kısa kol ise az önce ifade ettiğim Mars bağlantısı. Uranüs, artık hepinizin bildiği gibi taze enerjilerin yaşamımıza girmesi için akıllara ziyan - bazen hoş bazen nahoş -  sürprizler yapan bir gezegen. Bugün bu Uranüs, Ay'dan Redbull efekti alacak :) Yani öyle duygusal deneyimler yaşayacağız ki, artık oyunun kurallarının eskisi gibi olmadığını tam olarak göreceğiz. Görmek istemeyenler dahi, deneyimlerle bunu idrak edecekler. Mesaj: Kurallar değiştiyse, bize düşen bakış açımızı ve tutumumuzu değiştirmek değil midir? Bizi derde düşüren hep ''Şu olursa mutlu olucam! Bunu yaparsa onu paralayacam! Bunu elde etmezsem ölecem! İyi bir .... şöyle olur, yoksa olmaz olsun!'' gibi cümlelerimiz değil mi...? Peki, bir düşünün; bu meli-malı cümlelerinin içini dolduran ama yüreğinizi doldurmayan, ya da hiç de umduğunuz gibi sonuç vermeyen biiiirrrr sürü deneyim geçirmediniz mi bu güne kadar? Öyleyse, neden zehir ediyoruz kendimize yaşamı böyle önyargılar, böyle beklentiler, böyle işlerliğini çoktan yitirmiş kurallarla..? CEVAP: Güvenlik İhtiyacı! 


Hangi GÜVENLİK Dostlar :) Uranüs gemi azıya almış, Pluto'ya kare çekmiş, Mars ile zıt gitmeye başlamışken, hangi güvenlikten söz ediyorsunuz? Bütün taşlar yer değiştirirken heyhat! Biz kimiz, canımızın çektiği ya da alıştığımız gibi kalacak? Mutlaka, ama mutlaka biz de BAKTIĞIMIZ YERİ değiştirmeliyiz. Biz bunu yapamadığımız sürece, evren DURDUĞUMUZ YERİ değiştirecek :) Bilmem anlatabiliyormuyum, hoşumuza giden ve gitmeyen birçok değişikliğin, depremin, fırtınanın sebebini! 


Tek çaremiz var; Engelleyemediğiniz enerji ile bütün olun :) Yağmur yağıyorsa, zevk alın ıslanmaktan tıpkı resimdeki küçük kız çocuğu gibi...


Ben de bunu yazdım ya... bakın neler yaşayacağım bugün :) Yemin ederim önce bana oluyor ya... Offf!

MÜZİK!!! Son derece tutucu bir Yahudi topluluğunda yaşarken, saçlarını kesip erkek kılığına girip, din eğitimi alan erkeklerin okuluna giden bir kızın devrimci öyküsüydü YENTL! Son derece Uranüsyen...  Barbara Streisand hem oynamış, hem söylemişti...


http://www.youtube.com/watch?v=EdFlHuyWr0o



8 Temmuz 2012 Pazar

Su Üçgeni İle - Önce Kalbini Şifalandır Sonra Yaşamını

Yengeç'teki Güneş, Balık'taki Chiron ve Akrep'teki Juno üçgeni, bugün Ay'ın Balık'tan geçişi ile tetikleniyor! Kendimizi duygusal ve fiziksel olarak şifalandırma yeteneğimiz olduğunu hatırlatacak bize bu üçgen...

Ruhumuz hep güvendedir, çünki o kaynakla bağlantı içindedir. Hayatın iniş çıkışları içinde yara alan ve acı çeken bedendir ve egodur. ''Acı''lar egomuzu uysallaştırmak için içinden geçtiğimiz ateş çemberleridir... Kimi insan acıyla olgunlaşır ve sert köşelerinden kurtulur, başkalarına karşı daha şefkatli ve ılımlı hale gelir, kimi insan ise iyice sertleşir ve saldırganlaşır. Bu insana sunulan en kritik seçimdir!

5 Temmuz 2012 Perşembe

SÜRPRİZLERE HAZIR OLUN... Kendinizi Şaşırtmaya da!

Bugün göklerde bir hava bir de ateş üçgeninin biraraya gelerek oluşturdukları altı köşeli bir yıldız var... Bu çok şanslı bir işaret, daha doğrusu göklerin vesile olduğu önemli olaylara dair bir haberci olarak kabul edilir. En ideal hali bütün uçların birar gezegenden oluştuğu ve açıların birbirne çok yakın olduğu haldir. Bugünki üçgenimiz biraz daha mütevazi ama yeterince etkin :)

Kova'daki Ay, Terazi'deki Mars ve İkizler'deki Jüpiter - Güney Ay Düğümü bileşkesi hava üçgenini oluşturuyor. Bu üçgenin niteliğini tek başına incelediğimizde, inançlı ve kendinden emin bir şekilde alınan ve hızla uygulanan kararlardan bahsetmek mümkün. Bu üçgenin bu günlük etkili olan bir enerjisi var, zira Ay'ın hızlı döngüsü nedeniyle yarın bozulmuş olacak. Diğer üçgen ise, Aslan^daki merkür, Koç'taki Uranüs ve Yay'daki Kuzey Ay Düğümü arasında... Bu da nereden geldiği belli olmayan bir ilhamla geleceği belirleyen düşünceler geliştirmeye ve hızlı aksiyonlar almaya işaret eden bir üçgen. Bunun enerjisi Merkür'ün hareketine bağlı olduğu için birkaç gündür mevcut ve önümüzdeki birkaç gün boyunca etkin.

Birkaç gündür kendinizi ''birşeyler yapmak, birşeyleri değiştirmek'' için çok istekli hatta gergin  hissediyor olabilirsiniz. Bu Dolunay'ın  yüklü enerjisiyle etkisi artmış olan ve bazılarımıza huzursuzluk veren bir durumdur ve fütursuz çıkışlar yapmanıza dahi neden olabilir. Bugün, diğer üçgenin de katılımıyla, nasıl olduğunu anlamadan bazı şeyler söyleyebilir ve yapabilir, bu nedenle hayatınızda ne zamandır çözüme kavuşmayan birşeylere radikal ''açılımlar'' getirebilirsiniz :) Yaptıktan sonra ''benim içime birşey kaçtı'' diyebileceğiniz kadar sıradışı da olabilir bu davranışlar. Hatta getirdiği değişim sizi ürkütebilir. Ama bazen gökler dizginleri ele alır ve size olmayacak şeyler yaptırı derler... belki de hayatınızda çok önemli bir dizi olayı tetikleyecek bir adımı bugün göklerden destekli olarak atabilirsiniz.

Böyle ''hayati'' değişimlere imza atmasanız dahi, bugün birçok kişinin kendisni çok hareketli, çok geveze, fikirlerini ve duygularını ifade etmeye çok istekli ve her zamankinden daha cüretkar hissedeceğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Hayırlara vesile olsun Dostlar...

Bu günün enerjisine yakışır bir müzik Bobby McFerrin'den Freedom is a Voice - Özgürlük Bir Ses'tir :)



http://www.youtube.com/watch?v=JvXsCNjL2rA&feature=related






4 Temmuz 2012 Çarşamba

MARS TERAZİ'de ... Çatışmak mı Zor Uzlaşmak mı?

Savaşçı Kral Mars, 3 Temmuz'de girdiği Terazi Burcu'nda 23 Ağustos'a kadar misafir olacak. Bu yazıda hem Mars'ın Terazi'de olmasının anlamından hem de bu devrenin bizlere ne getirebileceğinden bahsedeceğim.

Her gezegen bir veya birden çok burcun doğal yöneticisidir. Ve denir ki, yönettiği burcun karşıt burcundan transit geçen bir gezegen, gücünü yitirir. Bu durumda Koç'un yöneticisi olan Mars'ın da, karşıt burç Terazi'de pek güçlü olmaması beklenir... Genelde bu görüşe katılırım. Ancak bu kez Mars'ın Terazi'de olmasının olumu yanlarını görmeden geçemeyeceğim... elbette taşıdığı gölgelerden de söz etmek kaydıyla!

Gelin önce Mars'ın doğasından bahsedelim. Kırmızı rengin bu kadar yakıştığı bir burç daha olamaz. Çünki Mars içimizdeki hayatta kalma güdüsüdür. Gayet dünyevi, gayet bencil, ama olumsuz etkiler almadığı sürece hain ve dalavereci olmayan, akılla değil içgüdü ile davranan, saf yaşam enerjisidir. Açım yiyeceğim, vurdun vuracağım, yoluma çıktın ezeceğim, beğendim alacağım, arzuluyorum sevişeceğim... Mars için ihtiyaç alarm işaretidir! Çünki ihtiyaç boşluğa, yokluğa işaret eder ve en derindeki ölüm korkusunu tetikler. O yüzden ihtiyaç doğduğu anda aksiyon alınmalı ve karşılanmalı, boşluk dolmalı, yaşam sürmelidir. Erkekler Mars'tan diyen kişinin ne kadar bilgece bir laf ettiğini burada ifade etmeden geçemeyeceğim :)

Gelelim Terazi'ye... Terazi Venüs'ün çocuğudur. Stil ve zerafetin yeryüzündeki temsilcisi, çirkinlik ve yoksulluğa tahammülü olmayan bir prenses, ipeklere sarılı bir güzellik ilahesi, zarif eliyle adalet terazisini tutan peri ve uzlaşmanın üstadıdır. Onun işi standart koymak, yaşamın kalitesini yükseltecek değerleri oluşturmak ve korunmasını teşvik etmek, yıkıma karşı durmak, ortak kaynakları - hoşnutluk ve doyum hissini toplumda olabildiğince yaygınlaştıracak - şekilde kullanmayı teşvik etmek, mağrur krala savaşla elde ettiği ganimeti barışı inşa etmek için kullanmayı vaazetmektir. İyi bir eş ve bilge bir danışmandır. 

Doğum Haritası'nda Mars Terazi'de İse...

Mars Terazi'de ''KADİFE ELDİVEN İÇİNDEKİ DEMİR YUMRUK''tur. Tutkuları kıvamlı, görünümü ılımlı ama her halükarda kararlıdır! Yani aslında Mars'ın askerliği ya da kovboyluğu bırakıp, politikaya girmiş halidir. Tehditle değil, tatlı dille ve cazibeyle ikna eder. Ortak çıkarların, ödüllerin altını çizer ama abanın altından sopayı da gösterir. Saygılıdır, mesafelidir, gerektiğinde geri adım atmayı, özür dilemeyi bilir ama hakkını da savunur. Karşısındakine kendi bakış açısını anlatmak için çaba gösterir ama onu da dinler ve çözüme dahil eder. 


Elbette bunlar olumlu bakış açıları almış bir Mars için geçerlidir. Doğum haritasında iyi konumlanmamış bir  Mars, Terazi'de samimiyetten uzak, hesapçı, pasif agresif, entrikacı, hilekar ya da edilgen, birilerinin gücünün arkasına saklanarak menfaat elde etmeye çalışan, insanları manipule ederek kontrol eden özellikler kazanabilir. Bunlar da onun gölgesi dediğim niteliklerdir. 



Transit Mars'ın Terazi'deki Yolculuğu

Transit ne demek diye merak ettiğiniz oldumu :) Ne diyor bu astrologlar Mars transiti filan... Burçlara hancı deyin, gezegenlere yolcu... Gezegenler de tıpkı dünya gibi belirli bir yönrünge ile dönerler. Bu dönüşleri sırasında sabit olduğu kabul edilen burç gruplarına düzenli aralıklarla uğrarlar. İşte transit denilen şey budur. Elbette gökteki bu hareketin belirli bir anda bizim kişisel haritamız üzerine de bir izdüşümü vardır. İşte o izdüşüm, zamanın kalitesinin bize nasıl yansıdığını kısmen belirler. Mesela, Mars şimdi sizin 5. evinizden geçiyor filan dedikleri konu da budur...


Gelelim Mars'ın bu aralar Terazi'ye misafir olmasının, genel anlamda hayatımıza getireceği etkilere... 


Öncelikle gerilim konusu olan birçok meselenin tartışmaya açılması ve uzlaşma yolu aranması için uygun bir zamandır. Zaten Mars bir sonraki durağı olan yakıcı ve yıkıcı özellikler kazandığı Akrep'e girmeden önce, bu çabaların gösterilmesi çok yerinde olur! 


 3-13 Temmuz arasındaki süreç, bütün anlaşma ve uzlaşmalar için en uygun zamandır! Zira şu anda Satürn ve Venüs düze çıkmış, Merkür hava atmayı ve ayar vermeyi sevdiği kadar alicenap olmayı da seven Aslan'da henüz tes dönmemiş ve şakülü kaymamış, Uranüs de retro sürecine girmemişken, Mars Terazi'de bütün cazibesini ve ikna yeteneğini olumlu yönde kullanabilir. Üstelik bu dönem içinde Venüs ve Jüpiter'den d eolumlu açılar alacağı için, gücü ve ışıltısı artacaktır!


Mahkemelik olmak üzere gibi görünen işlerinizi bu dönemde, uzlaşma ile çözümlemeye gayret edin. Tıkanmış kontratlarınızı masaya yatırın ve herkesin yararına yeni çözümler belirleyin. Diyaloglarınıza samimi niyetlerle girin ve sertleşmeden, karşınızdakinin ne derdi olduğunu görmezden gelmeden ortak bir noktada buluşmaya çalışın... kendi çıkarlarınızdan da biraz feragat etmeyi yük kabul etmeyin... Uzlaşma karşılıklı feragat etmek ve affetmektir! Eğer şimdi anlaştık dediğiniz konuları sonradan ısıtıp ısıtıp masaya getirirseniz, yine aynı sorunları yaşarsını, üstelik saygınlığınızı kaybedersiniz, haberiniz ola!  


Uluslararası siyasette gerilen iplerin, anlaşma masasında çözülmesi için de en uygun aralık bu tarihlerdir. 


13 Temmuz'da Merkür'ün ters dönmesiyle birlikte, Mars'ın Terazi'deki gölgesi dediğim özelliklerin daha fazla ön plana çıkması söz konusu olabilir. Sağ gösterip sol vurmaya, masanın üstüne konan anlaşmanın arka planında farklı yan konuşmalar ve hesaplar dönmeye ya da taraflar birbirini basitçe yanlış anlamaya daha yatkın olabilirler. Bu arada Güneş'in Aslan'a girmesi, Jüpiter'in Chiron'a sert açı yapması, gerilimi arttıracak sebeplerdir. 


8 Ağustos'tan itibaren yine bazı toparlanmalar ve yanlış anlaşmaların düzeltilmesi için çaba gösterilecek imkanlar doğacaktır. 


23 Ağustos'ta Mars'ın Akrep'e girmesiyle birlikte gerilen ipler kopmaya biraz daha yatkın olur ve Merkür'ün Başak'a girmesiyle birlikte de saf mantık  devreye girer! İnsancıl bakış açılarının yerini, sert çatışma ve mahkeme süreçleri alabilir...


Zordur dostlar... zordur nefsimize geri çekil demek... zordur vurabilecekken vurmamak, alabilecekken almamak.. ASIL GÜÇ bu nedenle hep yapabilecekken yapmamayı bilendedir! 


Çatışma yerine uzlaşmayı, hep ben demek yerine biz demeyi, ortak faydanın daima kişisel çıkardan yüksek olduğunu idrak etmeyi diliyorum hepimiz için...


Bugün Kandil... Beraat Kandili... samimiyetle önce kendimize sonra Rabbimize eksik ve hatalarımızı itiraf etmek ve bağışlanma dilemek için çok güzel bir gün... Rabbim kalplerimizi yumuşatsın, bizleri hem kendimize, özümüze hem de tıpkı bizim gibi yolunu bulmaya çalışan kardeşlerimize yakınlaştırsın...


Dünyada da AŞK hakim olsun tıpkı tüm alemde olduğu gibi ... Erkan Oğur'dan nefis bir çalışma.. 




http://www.youtube.com/watch?v=OuyyIRmX8TI&feature=related



3 Temmuz 2012 Salı

3 Temmuz Oğlak-Yengeç Ekseninde Dolunay

Gerçi bu aralar ne olsa ''ilginç'' ... Göklerdeki macera bitmiyor. Yukarıda nasılsa aşağıda da öyle olduğu için elbette bizim maceramız da dolu dizgin devam etmekte... Ama bu  Dolunay hakikaten ilginç!

Öncelikle Ay karşıt burcu Oğlak'ta, Güneş ise Yengeç'te...Yani Güneş'in Ay gibi, Ay'ın ise kendi doğasıyla kavgalı gibi olduğu bir Dolunay. Oğlak, disipline eder...sınır koyar... karar alır ve uygular. Heves eden, özlem duyan, gevşeyip seren, hayale dalan, burnunu çeken, mızmızlanan Ay Oğlak'ta kendini çukulatası elinden alınıp, önüne bir tabak kereviz konulmuş bir çocuk gibi hisseder.

1 Temmuz 2012 Pazar

BUGÜN HERŞEYE RAĞMEN HAYAT GÜZEL :)

Güneş ve Pluto arenanın iki yanından birbirlerini kollayan boğa ve matador gibi karşı karşıya duruyor birkaç gündür... Birkaç gün daha öyle olacaklar... yani HERKES BİZE KARŞI! Biz de herkese gıcığız... Üstelik bütün karşımıza çıkan insanlar bize geçmişten gelen acı ve takıntılarımızı fena halde anımsatıyor!

Neden mi...? Çünki ters giden Şiron öyle istiyor... Geçmişte canımızı yakmış ve izi derinlere sinmiş herşeyle hesabımızı kapatalım. Artık onlar bizim yolumuza taş, zihnimize eş olmasın. Kuşlar gibi özgür ve yeni sayfalar açmaya hazır olalım diye öyle istiyor! Ve bugün bunu yapmaya biraz daha hazır hissedebiliriz :)

Ay-Uranüs-Merkür nefis bir üçgen yapıyor Ateş burçlarında... Yeni başlangıçlar için ateşleme kokteyli gibi birşey bu! Üstelik Ay-Kuzey Düğüm ile yanyana ve Güney Düğüm ile omuz omuza vermiş olan Jüpiter'i sorguluyor... ''Benim bildiğimi sandıklarım bana gerçekten yararlı mı? Yoksa ben önyargılarımla kendi kendimin önüne engeller mi koyuyorum?'' Uranüs'ün verdiği cesaret böyle meydan okumalar yaptırır işte adama! Böyle hesap sordurur ısırgan otu gibi bacağımızı dalayan, sarmaşık gibi bileğimize sarılan ve bizi yolumuzdan alakoymaya çalışan anılardan...

ANI dediklerimiz birer öğretiden ibarettir Dostlar! Bize dair birçok eşy barındırırlar evet... Ancak insan dediğin anılarının toplamından çok daha fazla birşeydir. İlerlemeye, kendini aşmaya muktedir, kaderini yazmaya görevlidir! Ah bir de bunu kabul etsek... Ah bir de kabul etsek...

Gelecek bize göre belirsizdir. Oysa taşıdığı MUCİZE'ler ayağımzın altında belirmek için adım atmamızı bekleyen bir köprü gibidir!

Doğan CANKU söylüyor - Yaşamak Güzel :)


http://www.youtube.com/watch?v=NcVZfz0TiDg&feature=player_embedded