31 Aralık 2012 Pazartesi

2012 Biterken, Ağır Giden AY Neyin Üstüne Basıyor ya da Birbirini Ağırlayan YOD’lar


Stopped Moment - Vladimir KUSH
Stopped Moment – Vladimir KUSH

2012 Bitti bitecek… LAKİN, Ay iki gündür Aslan‘da ve yavaş ilerliyor … Farkındaysanız hayatımızın ritmi hızlı olsa da, bizim üzerimizde de bir garip ağırlık, bir baskı duygusu var. Kendi kendinize ”Ya ben niye tam iyi gibi değilim ya? İçimde neden bir garip bunalma hali, sanki üstüme görünmeyen biri oturmuş da ben kalkamıyormuşum gibi bir duygu var?” diye soruyor olabilirsiniz… Bunun nedeni;

27 Aralık 2012 Perşembe

28 ARALIK 2012, Yengeç’teki Dolunay’ın Burç ve Yükselen Burca Göre Etkileri






KITEBOOK
Dün çok detaylı yazmıştım Dolunay dinamiklerinin genel analizini. Ama bugün de kısa bir özet geçeyim.; Bu Dolunay’ın konusu, yolumuza devam edebilmek için özümüze dönmek… Sarpa saran olaylarda, cevap, çözüm, çıkış bulmak için daima başlangıç noktasına dönmez miyiz? Uçurtmalara benzer insanın benliği, hep yükselmek ve başına buyruk bir şekilde rüzgarla uçmak ister… Ama onu kendi haline bırakırsak kaybolur gider. Bu yüzden uçurtmaların bir ipi vardır. Ve o ipi tutan bir el… Hayatın iniş çıkışlarına uçurtmamızın kapıldığı rüzgarlar diyelim. İp aidiyet duygumuz olsun. Uçurtmanın ipini tutan el de ruhumuzdur.

Bize sonsuz güven hissini veren şey, ne paradır, ne mevki, ne de aşk … bu hissi damarlarımızda akan kanın içine deli bir nehir gibi salan, kanatlarımızın altına tatlı bir rüzgar olup bizi yükselten tek şey ait olduğumuz yeri ve ipi tutanın ruhumuzun eli olduğunu asla unutmamaktır! Bu dolunayda – dolunayın yıldız haritamızda geçtiği eve ve tetiklediği açılara bağlı olarak – bir takım deneyimler geçireceğiz. Bunların bazıları çok olumlu, bazıları olumsuz, bazıları belirsiz gelecek bize. Eğer gönül gözümüzü açıp da bakarsak, uçurtma aklımızla yaşamak zorunda olmadığımıza şükredecek ve ipimizi tutan ele yani ruhumuza şükredecek ve ipimize yani bizi daima özümüze bağlayan, evin yoluna döndüren aidiyet duygumuza daha sıkı sarılacağız..

26 Aralık 2012 Çarşamba

28 Aralık’ta Yılın Son Dolunay’ı Yengeç’te; Evin Yolunu Arayan Uçurtma



Collage: Flying Houses - L. Cherere
Collage: Flying Houses – L. Cherere
Dolunay, doğası itibariyle bir halkanın tamamlanması, bir enerji devresinin sonlanıp, meyvelerini sunması ve bizi açtığı sofranın nimetleriyle bir yandan onurlandırırken, bir yandan da sınava çekmesidir. Dolunay dönemlerinde karşımıza çıkan fırsat ve tehditler her zaman göründükleri gibi olmazlar. Dolunay vadisi, gizem, hayal ve aldanışlarla doludur. Duyarlılığımızın zirve yaptığı bu dönemde, karşımıza çıkanlara verdiğimiz ilk tepkiler bize ayna tutar, bize bizi yansıtırlar. Ve biz zaaflarımız, gücümüz, korkularımız, cesaretimiz, özdeğerimiz, değer verdiklerimiz, görünürdeki ve gerçek kazançlarımız ve kayıplarımız arasında, bir muhakeme yapmak zorunda kalırız.

28 Aralık 2012’de, tam böyle bir yılın sonuna yakışan bir Dolunay yaşayacağız. İzninizle bir görsel tasvir yapacağım; Haritanın merkezinde bir uçurtma var. 3’üncü ve 4’üncü evlerin sınırındaki IC çizgisinde, 7 derece Yengeçte yer alan ve Mirzam sabit yıldızı ile kavuşan Ay, uçurtmanın kuyruğu… 9’uncu ve 10’uncu evlerin sınırındaki MC çizgisinde yani haritanın zirvesindeki 7 derece Oğlakta yer alan, üstelik Pluto, Facies Sabit Yıldızı ve Juno ile kavuşanGüneş ise göğe yükselmeyen çalışan tepe nokta. Uçurtmanın bir kanadını Güneşin yöneticisi olan, 7. Evdeki Satürn tutmuş, bir kanadını da 12. Evdeki Chiron. Meali;

23 Aralık 2012 Pazar

GAMSIIIIZ Bİ GÜN :)



Butterfly & Seagulls - Michael Cheval
Butterfly & Seagulls – Michael Cheval

” Offf 21 hatta 22 Aralık’ı da hasarsız atlattık” diyenlere selam olsun :) Aslında birşeyi atlattığımız filan yok … hayat olduğu gibi acı ve tatlı yüzleriyle bize bizi hatırlatmaya devam ediyor. Bir aydır çevire çevire yazdığım YOD açısı, Uranüs – Pluto karesi, işlerini yapmaya ve hepimizi alıştığımızdan farklı bir dünyaya uygun hale gelmemiz için yontmaya devam ediyorlar. Ve bu da ”kötü” birşey değil… Hayat bizim hayal ettiğimiz gibi gitmediği zaman da farkedilmesi gereken güzelliklerle dolu. Daha doğrusu ”şeylere”güzellik yükleyen biziz… Güzelliğini takdir etmek arzusuyla baktığımız herşey bize zenginliğini açmak üzere beklemekte… Yeter ki Güneş-Juno kavuşumunun daha da mümkün hale getirdiği ”saf’lık ve yargısızlık” ile bakalım etrafımıza.

20 Aralık 2012 Perşembe

21 Aralık 2012, gerçekten de DÜNYA’nın GÖRDÜĞÜ EN UZUN GECE ‘mi olacak?

Horn of Babel - Vladimir KUSH

Winter Solstice diye geçer Avrupa’nın pagan toplulukları arasında. İran’lılar Yelda derler … kadınlara verilir adı. Yılın en uzun gecesidir 21 Aralık. Aslında en eski toplumlarda bile tekrarlanan ve şimdilerde eski bilgi ile yeni bilginin bir uzlaşısı misali Noel olarak kutlanan büyük kış geçişi, adı üstüne bir bayramdır. Zamanın doğanın ritmleri ile bütünleşerek yaşamayı bilen bilge insanları, tohumların toprağın koruyucu örtüsü altına girip, kar suyunun süzdüğü minerallerle beslenmesi ve bir sonraki yılın bereketine hazır hale gelmesini temsil eden bu geçişi, coşkuyla onurlandırırlar. Son olmadan yeni başlangıçların olmayacağını, verimli olmak için bir değişim döngüsünün şart olduğunu bilir ve bunu hoşnutlukla sineye çekerler…

Modern toplum düzeni ise doğanın döngüleri ile bütünleşmek değil, eninde sonunda yenik düşeceği belli olan bir çatışmaya girmek üzerine kurulu olduğu için, insan doğal geçişler karşısında daima kaygılı, kuşkucu ve savunmacı bir hale gelmiştir. Değişimi yaşamanın ve ona adapte olmanın kendi bünyesini de güçlü kıldığını bilmezden gelmiş, tembel, kaçınmacı, üretkenlikten ziyade tüketime odaklı bir duruşu benimsemiştir.

MAYA takvimi tarafından altı çizilen ve başka kültürlerde de izine rastlanan büyük bir değişme işaret eden 2012 yılının bitişi de, olumluya doğru değil olumsuza doğru bir değişim gibi algılanmakta, korkuyla yönetilen, kendine yabancılaştırılıp ayakta duramaz hale getirilen insanlar, 21 Aralık 2012′nin DÜNYANIN GÖRDÜĞÜ EN UZUN GECE olması korkusuyla bekleşmektedirler…

Bu yazıyı yayınlayalı epey zaman oldu. Ama belki hala erişeceği gözler ve gönüller vardır biryerlerde… Okumak için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız.

17 Aralık 2012 Pazartesi

BUGÜNÜ KAÇIRMAYIN! Zihin ve Basiret Açıklığı Zamanı...

Opening Door - ARZAMAS
Bugün Akrep'in 8. derecesindeki Satürn, Oğlak'ın 8. derecesindeki Pluto ve İkizler'in 9. derecesindeki - Lilith destekli - Retro Jüpiter arasındaki YOD bütün haşmetiyle devam ederken, Merkür de tam Yay'ın 8. derecesine geliyor ve Jüpiter ile tam bir karşılıklı ağırlama yapıyor. Güneş de Yay'ın 25 derecesinden, Güney Ay Düğümüne tam bir 150'lik açı yapıyor.

Tekrar anlatmaktan zarar gelmez; bu YOD ''Yaratan'ın Parmağı'' ya da ''Tanrının Parmağı'' olarak da tabir edilen bir açıdır ve özellikle ağır abiler - Satürn, Jüpiter gibi uzun etkili gezegenler - arasında gerçekleşince tüm insanlığın kaderini etkileyen değişimleri tetikler. Rabbin eli bize, ''Şunu halledin artık!'' der gibidir.

14 Aralık 2012 Cuma

13 Aralık 2012 YAY’daki Yeniay’ın Burçlara Göre Etkileri …

Geç kaldım bu yazıyı yazmakta… KESİN İKİZLER’deki JÜPİTER Retro olduğu için :) Ya da haritamda 4. evimde gerçekleşen boşluktaki YeniAy bana merkezimi kaybettirdiği ve 10. evimdeki Jüpiter – Lilith kavuşumu nedeniyle bazen düzensiz ve kontrol altına alınması güç hale gelen sorumluluklarla başetmekte zorlandığım için… YANİ BEN SUÇSUZUM HAKİM BEY :) Ama bu benim yapacağım dediğim birşeyi geciktirdiğim gerçeğini değiştiriyor mu? HAYIR! Bana önceliklerimi daha iyi düzenlememi hatırlatıyor mu? EVET! Demek ki, 28 Aralıkta gerçekleşecek Dolunay’a kadar, iç dünyamdaki iniş çıkışların profesyonel yaşamıma ve sosyal sorumluluklarıma yansımasına izin vermemek, sorumluluklarımın verdiği kaygının da iç dünyamı karıştırmasına izin vermemek üzerine çalışacağım…

”Ay gibi ölüp, yepyeni bakış açıları, yepyeni umutlar, yepyeni tasarılarla yeniden doğacağız bugün! Yoldaki engel gibi gördüğümüz şeylere takılmayı bırakıp, asıl engelin kendimiz olduğunu, bazı şeyleri fazla tırnaklarımızı geçirdiğimiz için yitirdiğimizi, bazen duruşumu yitirmiyim derken samimiyetimizi kaybettiğimizi, yolun bizi götürdüğü ufka doğru ilerlemeyi reddettiğimiz, oyuna katılmadığımız, somurtup inatlaştığımız için bir türlü eğlenemediğimizi, anlayacağız” demişim genel yorumda …

Aşağıda da, BURÇ ve YÜKSELEN BURÇ’lara göre hangi konulara odaklanmamız gerektiği hakkında detayları aktarıyorum. LÜTFEN,Güneş ve Yükselen burç noktaları 20 dereceden yukarıda olanlar, bir sonraki burcu okusun!

12 Aralık 2012 Çarşamba

13 ARALIK 2012, YENİAY YAY'da, Ölmek İçin Harika Bir Gün :)


Eğer bu yazıyı okuyorsanız, 21′i değildi de bugün müydü ki… denilen 12 Aralık barajını geçmişsiniz demektir :) Ama kurtulduğunuzu sanmayın… 13 Aralık ölmek için daha harika bir gün! Sabah saat 10:42 itibariyle (İstanbulbazlı harita) Yeni Ay, YAY Burcunun 21:45 derecesinde hayatına başlıyor. Ve 2012 bitmeden önce son bir mesaj gönderiyor bize…

7 Aralık 2012 Cuma

Akrep'teki MERKÜR Kuzey Ay Düğümü İle Kavuşum Halinde ... Olasılıkları Farketmek Zamanı!

Pillowbook - Vladimir KUSH
Bugün Akrep'teki ilerleyişini tamamlamak üzere olan Merkür, ufkumuzu genişletmemiz gereken alanlara işaret eden Kuzey Ay Düğümü ile kavuşuyor. Merkür Akrep'te derine dalacak kadar sabırlı, sadece somut verilerle varılmayacak yerleri farkedecek kadar sezgisel, adını koymaktan çekindiğimiz teşhisleri dile getirecek kadar gözüpektir. Gerçeklerden kaçan bir zihnin, anlamını yitireceğinin ve kendini imha edeceğinin farkındadır. Bu nedenle, geçmişte yapılmış olan kurguları haklı çıkartmaya değil, büyük resmi netleştirmeye ve karanlıkta kalmış olan köşelere ışık tutmaya odaklıdır.

4 Aralık 2012 Salı

Venüs - Mars - Jüpiter YOD'u ... Andaki Dengeyi Farketme Zamanı!

Birkaç gün süren sarsıntılı bir geçişten sonra, taşların yerine oturma zamanı geldi! Hatırlarsanız, sonyazılarımda Mars-Pluto ve Satürn-Venüs kavuşumlarından ve bunların Jüpiter'e yaptıkları YOD açısından söz etmiştim. Bu açılar bize hayatımızda operasyona gerek duyulan alanları işaret etti. Birçoğumuz endişeli, kararsız, gergin, hırçın bir ruh haline büründük. Ama şimdi Venüs - Mars ikilisi aralarındaki 60'lık açıyı koruyarak ve Güneş'i ortalarında tutmaya devam ederek, ağır abilerden uzaklaşıyorlar... Dolayısıyla, artık zaman farkettiğimiz dengesizlikleri düzeltecek adımlar atmak, dağınıklığın içindeki gereksiz bileşenleri ayıklayıp, elde kalanlarla yeni bir düzen kurmak ... ve hem kendimize hem de bize eşlik eden diğer oyunculara ve koşullara haklarını teslim etmek zamanı.

1 Aralık 2012 Cumartesi

AY Yengeçte, Pluto – Mars Bileşkesi İle Zıtlaşıyor … Öyle Bir Acı ki, Öldürmezse Ondurur!



HIREF 075

Oğlaktaki Pluto – Mars bileşkesi, önüne set çekilmesi zor bir toprak kayması gibidir… Niyeti kötü değildir! Zira, Akrep’teki Satürn-Venüs bileşkesi ve Balık’taki Chiron ile yaptığı 60′lık açılar, yaşamımızı sağlıklı bir biçimde devam ettirebilmek adına çok gerekli olan operasyonlara işaret eder. İşinin ehli bir operatörün eline düştük, tek yapmamız gereken ameliyat masasına yatmayı kabul etmek, desem yeridir… Gelgelelim, teslimiyet hali dile kolay meşrebe zor bir haldir! Birçoğumuz şikayet ve endişe ile geçirmekteyiz günlerimizi… Birçoğumuz kalbimizi, hayata teslim etmemek, şifayı kabul etmemek için var gücümüzle direnmekteyiz…