Güneş, Ay, Venüs, Mars gibi gezegenler, kişiliğimizin yüzeydeki bileşenlerini ortaya koyarlarken, daha ağır ve uzun etkili olan Jüpiter, Satürn, Pluto, Chiron, Neptün gibi gezegenler, üzerinde daha az bilgi ve kontrol sahibi olduğumuz derin katmanlar hakkında bilgi verirler. Bir kişinin haritasını aile ilişkilerinin kendisi üzerindeki etkisini, ebeveynlerinden aldığı genetik ve zihinsel mirası çözümlemek için dahi kullanabiliriz.
Ancak, ‘’Bu kişinin hayat okulunda alması gereken temel dersler hangileridir?’’ ve ‘’Bu kişi hayat okulundan mezun olmak için hangi ön kabullerden kurtulmak zorundadır?’’ diye sorulsa, ilk bakacağımız gösterge AY DÜĞÜMLERİ olacaktır…
Güney Ay Düğümü’nün girdiği burç ve yerleştiği ev, bir kişinin yaşamla başetmek için kullandığı ancak artık terketmesi gereken kalıpları tarifler. Bu kalıplar, psikolojinin ‘’bilinçaltımıza yerleşmiş olan ön kabuller’’ olarak tariflediği konulardır. Kuzey Ay Düğümü’nün girdiği burç ve yerleştiği ev ise, yolda karşımıza çıkacak yeni dersleri - ileri gitmek için aşması gereken tepecikleri – bir türlü elimizi atmaya cesaret edemediğimiz ama gittikçe önümüze yığılan hesapları, yutulması gereken acı ilaçları – tarifler. Elbette, Ay Düğümleri’nin haritadaki diğer bileşenler ve hassas noktalarla ilişkisine de bakılmalıdır.
Birbirlerine 180 derece açıyla duran Ay Düğümleri ‘’Ejderhanın Kuyruğu ve Başı’’ olarak da tanımlanırlar. Her insanın içinde güçlü, yaratıcı ve şefkatli ejderha vardır. Sonuçta, baş – Kuzey Düğümü - nereye çekerse, kuyruk oraya gidecektir! Ama, minik bir köpek yavrusu gibi kuyruğunu – Güney Düğümü - kovalayıp duran bir ejderha, ne kadar ejderhadır?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder