25 Şubat 2012 Cumartesi

KENDİMİZİ TEMİZE ÇEKMEK İÇİN HARİKA BİR GÜN!

Bu aralar çok ''mistik'' yorumlar yaptığımın farkındayım! Ama göklerin hali bu... Bugün kimliğimizi ve varlık bilincimizi temsil eden Güneş, evrenin şifacısı Şiron ile tam kavuşum halinde. Üstelik bu kavuşum, cömert Jüpiter, dönüşümü simgeleyen Pluto ve yapılanmayı simgeleyen Satürn'den de olumlu açılar alıyor.
Hafta başına kadar aralık kalacak bu kapıdan geçmeyi kabul edersek, - derinde kalmış yaralar, yüzleşemediğimiz gerçekler ve unutamadığımız acılar gibi - gelişmemize engel olan tortularla dolu iç dünyamızda, köşe bucak bir temizlik yaşanabilir.
Elbette bu dediklerimin hepsi bir günde olup  bitmez! Ama böyle bir şifaya vesile olacak enerjiler bugün hayatımıza girebilirler ve özellikle Mayıs sonuna kadar yavaş yavaş işleyecek bir ''temize çekme'' süreci başlayabilir.
Yine bugüne özgü olarak duygularımızı coşturan Koç'taki Ay önce yine Koç'ta yolculuk eden ve bu yüzden de çok talepkar bir enerji yayan Venüs'ü ziyaret edecek. Yani arzularımız, beklentilerimiz tavan yapacak. Ancak ardından ayakları yere basan Boğa'ya doğru yolculuk edecek ve hangi duygusal deneyimlerimizin tatminkar, hangilerinin içi boş olduğu anlaşılacak. Ay Jüpiter ile kavuşup, aynı anda Satürn'le de zıtlaşınca, hayattan ne istediğimizi, ne beklediğimiz sorgulamak ve bizi gerçekten onurlandırıp şifalandıracak seçimlere yönelmek, biraz daha gerekli olacak.
Defter ve kalemden sonra silgiyi de elimize veren göklere şükürler olsun...

17 Şubat 2012 Cuma

17-22 ŞUBAT ARASINDA GÜNEŞ NEPTÜNLE SARMAŞ DOLAŞ

Öyle görünüyor ki, bu aralar mottomuz ''Leyla'dan Geçme Faslındayım Mevlayı Bulma Yollarında'' olacak. Ya da basitçe kendi derinliklerimize doğru bir yolculuk yapacağız...

Neden mi? Benliğimizi temsil eden Güneş, manevi dünyanın efendisi Neptün ile kavuştu kavuşacak! Üstelik bir-iki gün içinde duygularımızı dalgalandıran Ay da onlara katılacak. 21 ve 22 Şubat'ta Neptün, Güneş, Şiron ve Ay'ı Balık burcunda çok yakın açılarla yanyana dizilmiş olarak göreceğiz. Bu dönemde Güneş, Pluto ve Jüpiter ile de algılarımızı yüksek titreşimlere açan olumlu açılar içinde olacağı için, bu dizilim daha da bir önem kazanacak!

Baktığımızda her insani problemin öz-değer algısıyla bir biçimde ilgili  olduğu açıkça görülebilir... İster bencil olun, ister aşırı fedakar, ister zalim olun, ister kurban; bu seçimlerin her biri aslında, içimizdeki öz-değerini tam olarak keşfedememiş ve bunu hayata yansıtmak için uygun bir yol bulamamış olan çocuğu korumak adına giyilen bir elbise!

Ego'yu temsil eden Güneş'in yüksek titreşimli gezegenlerle sarmaşıp dolaşması, içimizdeki çocuğu alıştığı elbiselerden soymak ve onu özgürce büyümesi için hayatla barıştırmak adına fırsatlar sunacak bize!

''Leyla'dan Geçme Faslı'' dedim ama, iflah olmaz sevda tutkunları için de haberlerim var! Onlar da, boyu posu, cüzdanı, kartviziti incelemeyi bırakıp, ''Yüzü değil, gönlü güzel bir insan arıyorum! Altın-gibi kalbi olsun, varsın bir gram altın alacak parası olmasın...'' demeye başlarlarsa, şaşırmayın...

Yine de minicik bir not düşmeden edemeyeceğim aşkı arayanlara: ''Kendini bilmeyen, başkasını bulamaz. Kendini sevmeyen, başkasını sevemez...''

AŞK OLA...


15 Şubat 2012 Çarşamba

YÜKSEK AKIL VE EVRENSEL ŞİFA İŞ BAŞINDA...

Bugün göklerde MİSTİK bileşke var... Aklı temsil eden Merkür, Merhametli Neptün ve Şifacı Şiron arasında duruyor. Güneş sistemimizin cömert efendisi Jüpiter'e de destekleyici bir açı yapıyor. Jüpiter zaten dönüşümleri tetikleyen Pluto ile olumlu bir açı içinde... Ay'ın Juno ile kavuşumu ve Venüs ile üçgeni ''diğerleri'' ile bütünleşme arzumuzu tetiklerken, Venüs'ün Pluto ile yaptığı kare, korkularımızı su üstüne çıkartıyor...

ÖZET OLARAK; bu aralar faniler arasında hem beklentiler, hem korkular, hem arzular tavan yapmış durumda... Ancak YÜKSEK AKIL ve EVRENSEL ŞİFA el ele vermiş olarak İŞ BAŞINDA...

Birkaç gün boyunca derin duygusal deneyimler yaşayabilir ve belki de sarsılabilirsiniz... Ama yara farkedilmeden, hastalık  teşhis edilmeden sağalmaz! Sorunun içinde cevabı, derdin içinde devayı bulacağımız günlere girdik.

ŞİFA OLSUN...

14 Şubat 2012 Salı

Bu 14 ŞUBAT ''İyi Düşün İyi Olsun'' Günü

Dün de yazmıştım... Merkür Neptünle kavuştuğu ve Ay Akrepten geçtiği için, herkeste bir hassasiyet ve kehanet eğilimi var bu aralar. Herkes görünenin arkasındakini hissedebildiğine hükmediyor. Bazılarımızın algıları da gerçekten yüksek. Ama Güneş'in Ay ile yaptığı kare nedeniyle egolar da hassas! Alıngan, gergin, suçlayıcı ve vesveveli olmaya yatkınız.
Sevgili Aşk Böcekleri... bugüne kavga ederek başlayıp akşamki randevunuzu iptal etmek istemiyorsanız, lütfen ensenizdeki olumsuz sözler fısıldayan hınzır ve kıskanç periye kulak vermeyin. Siz bugün olgun ve sabırlı olun. Gün içinde Ay, ufku geniş, merhametli ve cömert Yay'a geçecek. O zaman duygularınızı ifade etmek de daha kolay olacak, karşınızdakinden umduğunuz sevecenliği görmek de...


13 Şubat 2012 Pazartesi

BU ARALAR İÇİNİZE MİNİK BİR KAHİN KAÇABİLİR :)

Bugün Kova'daki ''her şeyi bilen'' Merkür, Satürn ile tatlı bir üçgen yapıyor. Güneş'e olan yakınlığını da koruduğu için, düşünceleriniz ve kararlarınıza bir tutarlılık geldiğini farkedersiniz.
Ancak Merkür mantıklı Kova'yı terkedip Balık'a girmeye ve kapıdan geçerken derin suların efendisi Neptün'le kucaklaşmaya hazırlanıyor! Üstelik sezgiler prensesi Ay da, hala dramatik ve sansasyon-sever Akrep'te.
Yani bu akşama doğru kendinizi içinize minik bir kahin kaçmış gibi hissedebilir ve yarını da - AMAN TANRIM ÜSTELİK YARIN SEVGİLİLİER GÜNÜÜÜ - bu modda geçirebilirsiniz...

Derin düşünüp, yoğun hissetmek elbette iyidir. Ancak önce kehanette bulunup, sonra etrafınızda gördüğünüz her işareti kehanetinizi doğrulayacak bir bahaneye dönüştürmemeye dikkat edin! Bırakın işaretler kendileri bir araya gelip doğal bir kehanete dönüşsünler...

Hem bir durun bakalım! Astrolog olan benim ;)

12 Şubat 2012 Pazar

GÜNÜN KÖPÜĞÜ...

Bazı günler canlandırıcı bir fincan kahve gibi keyifle başlar ama köpüğü fincanın kenarında iz bırakır...
Bugün güzel bir enerjiyle başlayacak. Çünki, Güneş, Ay ve Venüs ile ılımlı açılar içinde olacak. Kendimizi enerjik, sosyal ilişkilere açık ve romantizme hevesli hissedeceğiz.
Ancak günün ilerleyen saatlerinde Ay, Teraziyi terkederken sorgulayıcı Satürn'le kavuşup ardından da, bizi tehlikeli derinliklere çekmeyi seven Akrep'e girince, işin rengi biraz değişir gibi olacak...
Güneş'in Pluto ile yaptığı sinsi açı da, ince kesiklerimizi kanatmaya uyugun insanları kendimize çekmemize neden olabilir. Hatta bazen bir koku, bir şarkı, bir söz ile gelen anılar bizi andan kopartıp, bir işe yaramayan sarmallara dolandırabilirler!
Böyle enerjiler altında olduğumuz zaman, yakınlarımızla gerilim yaşamaya daha yatkın oluruz. ALINGAN, PASİF AGRESİF, ÇATIŞMACI sözcükleri böyle davrandığımız zamanlar için icat edilmiştir...
Hasarsız atlatmanın tek çaresi, zihin odaklı faaliyetlerle ilgimizi dağıtmaktır. Ağzınıza acı bir söz geliyorsa söylemeyin! Olumsuz bir düşünce geliyorsa, vesvese olup olmadığına bir-iki gün içinde karar verin ve bunu yaparken korkularınıza ya da arzularınıza değil, verilere dayanın.
Ay'ın dolun halinden küçülme periyoduna geçmiş olması analitik yeteneklerimizi arttıracaktır. Beklentilerimiz ve korkularımızla kolkola girmek için iyi bir zaman.
Yeter ki onları ''başkalarını suçlayarak aşamayacağımızı'' hatırlayalım...
Sevgiyle,

10 Şubat 2012 Cuma

SATÜRN GERİ GİDİYOR - Zemheriden Ötesi Bahar Aylar...

SATÜRN 7 Şubat'ta Terazi'deki geri gidişine başladı ve bu süreç Haziran'ın sonuna kadar devam edecek. Peki, bu ''retro'' bize ne getirecek?

SATÜRN'ün evrensel öğretmenlerden biri ve Zaman'ın Efendisi olduğunu her fırsatta söylüyorum... Bilen bilir; SATÜRN'ün eli biraz kıttır! En iyi yaptığı şeylerden biri KISITLAMAK'tır. Ama bunun nedeni zalim olması değildir. Yaşam zaman içinde yapılan inişli çıkışlı uzun bir yolculuktur. İnsanın egosu hep 100 metre koşularını kazanmaya odaklıdır. Oysa SATÜRN bizi, maratona hazırlayan bir koç gibi davranır. Kaynaklarımızı koşullara uygun şekilde kullanmayı ilham eder. Dış koşullar tarafından kendi kontrolümüz dışında kısıtlanmak istemiyorsak kendi üzerimizde kontrol kurmayı öğrenmemiz gerektiğini bıkmadan anlatır.

Kendi üzerimizde kontrol kurmamız gereken konulardan biri de kaynaklarımızı yönelteceğimiz konuları dikkatle SEÇMEK ve HAYIR demeyi öğrenmektir. SATÜRN geri giderken bize ''bilinçli olarak'' YAPMAMAYI hatırlatır. Her projeye girmek, her şeye aynı anda başlamak, her arkadaşımızla sık sık görüşmek zorunda değiliz. Buna ne vaktimiz, ne de kaynaklarımız yeter. Önceliklerimiz, yapacağımız işlerin potansiyel katkısı ile paralel düşünülerek belirlenmelidir.

Pek çoğumuz, bize ''sıcak' gelenlere yönelmeyi ve sevimsiz işlerden kaçmayı tercih ederiz. Ancak 25 Haziran'a kadar elinizdekileri bir kenara itip yepyeni işlere başlamak isterseniz, biraz sıkıntı çekebilirsiniz... SATÜRN sizden önce ihmal edilenlere göz atmanızı isteyecektir!

Merak etmeyin! SATÜRN Retro'su, rafta bekleyen işleri ayıklamak, başka bir deyişle hayatımızda var olan projeler, uğraşlar ve ilişkilerin içinde hangilerinin öncelikli olduğuna karar vermek ve sonra da onları yoluna koymak için ideal bir zamandır. Bu tıkanmış olan boruları açmak gibi bir çalışmadır...

Bu süreçte gündemimizi yok yere meşgul eden bazı işleri ve insanları hayatımızdan çıkartmayı ya da gerekenden fazla yer açmamayı ''seçmek'' zorunda kalabiliriz. Bu bize zaman ve enerji tasarrufu sağlayacaktır. SINIRLARINI BİLMEK ve VAZGEÇMEK öğrenilmesi gereken bir derstir. Yüklerimizi arkamızda bırakmayı bilmezsek,  onlar bize yolda çok sıkıntı verebilir.

Bu aralar yepyeni bir işe başlamak biraz zorlayıcı olabilir demiştim, zira ağır aksak gitme ihtimali yüksektir. Ancak, önemine ve faydasına inandığınız, kısmen başladığınız ancak altyapı çalışmaları uzun zamana yayılacağı için bir kenara koyduğunuz bir iş varsa, şimdi onu ele almanın tam zamanıdır!

Şimdi tam bir Zemheri Kış'ından geçiyoruz... Ama Zemheriden ötesi Bahar'dır!  Yaşam ağacımız bahar gelince yeşerir ve yaz başlarken yeni meyveler dallarımızı doldurur. Ve bunun için biraz karın altına çekilmek, demlenmek, eskimiş kabuklarımızdan kurtulup nefes alacak hale gelmek gerekir...

Eskileri temizlemek birkaç şeye birden yarar;

  • Kendimizi hafiflemiş hissederiz
  • Yapmış ve bitirmiş olmak kendimize olan saygı ve güvenimizi arttırır
  • Boş raf dolmak ister - yani hayatımıza bolluk enerjisinin girmesi için yeni fırsatlar ve kapılar açılır
Nisan sonunda MARS'ın düze dönmesinin, Mayıs ayı içinde büyük Venüs geçişinin yaşanması ve bizi yepyeni yaratıcı enerjilerle yıkamasının ardından, Haziran sonunda SATÜRN'ün de normal ritmini kazanmasıyla birlikte, hayatımızda taptaze başlangıçlar meydana gelebilir. Bunların keyfini sürmek için yere ve zamana ihtiyaç olacaktır! 





AY MARSLA, MERKÜR PLUTO İLE FLÖRT HALİNDE; Netlik İstiyorsanız Önce Vesveseyi Bırakın!

10-11 Şubat günleri boyunca  duyguların temsilcisi AY, Başak'taki geri hareketine devam ettiği için mızıldayan MARS ile flört halinde... Seçici olmaktan da öte, tereddütlü ve evhamlı olma ihtimalimiz var!
Üstelik zihinsel faaliyetlerimizi etkileyen MERKÜR, kendini sabote etmeye pek meraklı olan PLUTO ile içli dışlı!

Depresyona girmekten, ''Tanrım beni baştan yarat... Bak, sen yapmazsan ben yapacam'' YA DA ''Şükretmek hiç bu kadar zor olmamıştı. Çünkü sürekli herşeyde bir kusur bulabiliyorum'' demekten vazgeçin!

Aslında ilişkileriniz ve maddi bağlantılarınız o kadar da fena değil... Venüs'ün açıları kalıcı ve tutarlı ilişkileri ve iş ortaklıklarını destekler durumda.

Yeter ki siz olumsuz cümleler kurmaktan ve vesvese yapmaktan vazgeçin. Ayrıca, iletişimlerinizde özenli, tutarlı ve net olmaya özen gösterin. Zira siz kendinizi yemeye ve herşeyi tersten okumaya ne kadar yatkınsanız, etrafınızdakiler de öyle!


7 Şubat 2012 Salı

ASLAN'da DOLUNAY...


BUGÜN HERKES KENDİ SAHNESİNDE BAŞROL OYUNCUSU!
Çünki DOLUNAY Zodyak'ın gösterişli aktörü ASLAN'da...
Yaratıcı arzular tavan yapacak.
Jestler, kahkahalar havada uçulacak...
Her birimiz, Aslan burcunun haritamızda düştüğü ve dolayısıyla Dolunay'ın gerçekleştiği evin konusuna göre, parıldama, öne çıkma arzusu duyacağız.
Yükselen Burcu Aslan olanlar yaşadı! Bütün gözler üzerinizde... 
Dolunay ikinci evine düşenler yani Yükseleni Yengeç olanlar bugün maddi konularda parlamak isteyecekler ve hem maddi hem de manevi değerlerini büyük bir şevkle savunacaklar.
Yükseleni İkizler olanlar konuşmayı sever ya... bugün tutabilene aşkolsun! Eğer satış pazarlama işindeler se, hepten yaşadılar!
Yükseleni Boğa olan bugün evlerini güzelleştirmeye ve güzel yemekler yapmaya merak salabilirler. Ev halkı ve misafirler övgülerinizi ihmal etmeyin! Aile meselelerine çözüm getirmek için de ideal bir gün olabilir. 
Yükseleni Koç olanlar bugün ''aşk makinesi'' modunda olacaklar! Ya da libidolarını yaratıcılıkarına yönlendirip, yeni bir projeye odaklanabilirler! Yine de akşamı güzel bir içki ve mümükünse aşkla bitirmek onların ateşini körükleyecektir. 
Yükseleni Balık olanlar, bugün ihmal ettikleri gündelik işlerle uğraşmak durumunda kalabilirler. Ama bu kez Dolunay'ın tetikleyici enerjisi ile her zamankinden daha istekli olmaları mümkün. 
Yükseleni Kova olanlar iş ve hayat ortaklıkları konusunda şanslı bir gün geçirecekler. Evlenme teklif etmek ve kontrat yapmak için ideal bir zaman! Değerlendirin...
Yükseleni Oğlak olanlar, bugün derin düşüncelere dalabilirler... Eğer yapmaları gereken dönüşümler, almaları gereken zor kararlar, hele de son vermeleri gereken belirsiz süreçler var sa, bugün onlara yoğunlaşacakları kesin.
Yükseleni Yay olanlar bugün filozof üstü filozof olacaklar! Okumak ve düşüncelerinizi paylaşmak bugün her zamankinden de kolay ve zevkli olacak sizin için.
Yükseleni Akrep olanların iş dünyasında parlamak isteyecekleri bir gün. Toplum önünde olmak konusunda her zamankinden daha istekli olacaklar. 
Yükseleni Terazi olanlar bugün insani meselelere odaklı olurlar. Zaten adalet duyguları çok gelişmiş olan Yükselen Terazileri bugün bol bol Vatan  Millet Sakarya hatta Kenya ya da Sokak Hayvanları hakkında nutuk atarken dinleyebilirsiniz!
Yükseleni Başak olanlar için, iç dünyalarına gömülmekten zevk alacakları birgün. Psikologlar bugün randevu için başvuranların burçlarını kontrol etsinler... Birçoğunun Yükseleni Başak olabilir... 

6 Şubat 2012 Pazartesi

BUGÜN ''Aşk İstiyorum Ama Nasıl Olcek Bilmiyorum'' GÜNÜ...

Bugün dünyevi hazların gezegeni Venüs, duyguların gezegeni Ay ve eş - hayat arkadaşı taleplerimizi temsil eden Juno gökyüzünde kocaman bir üçgen yapıyorlar! Tarife gerek yok... herkeste bir duygusal arayış, bir eski yeni bütün defterleri karıştırma hali almış başını gidiyor!

Ama Yengeç'i terketmek üzere olan Ay kısıtlamalar gezegeni Satürn'e de, bolluk gezegeni Jüpiter'e de kare yapıyor. Yani olumlu ve olumsuz bakış açıları arasında müthiş bir ikilem, bir gel-git halidir sürüyor kalplerimizde...

Ne yapalım...? Flört edelim, ama söz vermeyelim. Hayal kuralım ama kuruntu yapmayalım. Bekleyelim bakalım... Yarından itibaren Ay Aslan'da ilerlerken daha cesur, daha konuşkan, ne istediğini daha bilir ve söyler hale gelsin. Bu arada da, Koç'un başlangıç noktasındaki heyecanlı ve sürpriz-sever Uranus'e olumlu bir açıyla dokunuversin. O zaman ne olup ne olmayacağı belli olur!

3 Şubat 2012 Cuma

SEVGİLİLER GÜNÜ GELİRKEN İKİLİ UYUM ANALİZİ'nde KAMPANYA

Hepimiz sağlıklı ve mutlu ilişkiler yaşamak istiyoruz. Ama algı ve beklenti farklılıkları bazen bizim uygun olmayan insanlarla yakınlaşmamıza, bazen de uygun olmayan ilişki formlarına saplanmamıza neden oluyor...

Nasıl ki doğadaki her maddenin, her element atomunun birbiri ile belli bir etkileşimi ve uyum/çatışma potansiyeli varsa, insanlar için de aynı kurallar işliyor... Astroloji apayrı formüllere sahip iki insanın arasındaki temasın hangi alanlarda yoğunlaştığını, kısa ve uzun vadede ortak enerjilerinin birbirlerini nasıl etkileyeceğini, birbirlerinden ne bekleyip ne kadarını bulacaklarını ve ilişkilerinin geleceğe yönelik olarak taşıdığı potansiyeli analiz etmek için çok iyi bir araç.

UYUM ANALİZİ, AŞK için olduğu gibi İŞ için de çıkartılabilir. İş ortaklıklarınızın gelişimi hakkında da size çok önemli ipuçları verip, bazı potansiyel sorunları büyümeden çözümlemeniz için yol gösterici ipuçları elde edebilirsiniz.


Sinastri, Davison-Kompozit, doğum haritaları ve kompozit harita üzerindeki transit etkilerin incelenmesine dayalı bu çalışmada şu detaylar ele alınıyor:
- Her iki tarafın ilişki kişilikleri
- Duygusal / maddi ortaklıklardaki tutumları
- Tarafların birbirinden beklentileri
- İlişkinin taşıdığı olumlu ve olumsuz potansiyeller, 
- İlişkideki bağlayıcı unsurlar, gerilim ve çözüm noktaları
- İlişkinin verimli bir şekilde gelişmesi için tavsiyeler  

Standart bilgisayar kayıtlarından çıktı almaya dayalı çalışmalar yapmıyorum. Analizi talep eden kişiyle birebir görüşme ya da uzak yerlerde yaşayanlara yazılı analiz gönderme yöntemini tercih ediyorum. Bilgi ve randevu almak için junoastroloji@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz. 

GÜNEŞ KOVA'nın TAM 15. DERECESİ'nden GEÇERKEN EVRENSEL ENERJİ PATLAMASI

Her burcun 15. derecesi, o burç özelliklerinin en yoğun hissedildiği bir tepe noktasıdır. Güneş'in Kova'nın 15. derecesinden geçiyor olması, Evrenin Dört Kapısı olan Koç - Yengeç - Terazi - Oğlak burçlarının başlangıç noktalarına 45 derecelik bir yansıma yapması ve bu noktaların enerjisini tetiklemesi anlamına gelir...

Ne mi olur böyle günlerde? Herkesin üzerine bir olağanüstülük duygusu gelir. Kova kollektif aklın temsilcisi olduğu için, evren herkese gördükleri ve duydukları aracılığıyla bir mesaj vermeye çalışıyor gibidir. Duyduğunuz sesler daha yüksek, sözler daha anlamlı, görüntüler daha çarpıcı olur. İçinizde, yaratıcı olmak - kendi ölçülerinizde - ve istediğiniz değişiklikleri yapmak için daha yoğun bir baskı hissedersiniz.

Eş zamanlı olarak NEPTÜN'ün Balık'a geçişi de (bkz. 2 Şubat tarihli yazım) gerçekleştiği için enerjinin salınımı daha da yüksek olacaktır! 

Hem bireysel hedeflerinizin, hem de çevrenize yapabileceğiniz katkıların bugün çok daha fazla farkında olmanız ve her iki ucu nasıl bir araya getirebileceğinize dair çözümler üretmeniz mümkündür.

2 Şubat 2012 Perşembe

3 Şubat'ta NEPTÜN BALIĞA Geçiyor; ''Zamanlar'ın Sonu'' denilen şey bu mu yoksa?

Neptün parçalanmış varlığın, yüce bütünde çözülmesini temsil eder. Gönüllerimizi Yaratan'la birleştirmeyi, sevginin egodan ve ihtirastan arınıp ''Yaratan'dan Ötürü Tüm Yaratılmışlar'a'' yönelmesini, kaynaklarımızı insanlığın hizmetine sunmayı ve bundan mutluluk duymayı ilham eden ''Koşulsuz Sevgi ve Teslimiyet Enerjisi''nin Astroloji'deki simgesi Neptün'dür.

2012'de yaşanması beklenen ZAMANLAR'ın SONU ne anlama geliyor öyleyse...?

ZAMAN Satürn'le ilişkilidir! Klasik Astroloji’ye göre hem OĞLAK hem de KOVA burçlarını yönetir. NEPTÜN ise aynı zamanda da HAYAL ve YANILGI'ların temsilcisidir!

Bu ilginç gezegen, 1960’lar ve 70'ler boyunca önce Akrep, sonra da Yay’da yolculuk yaparken cinsel ve dinsel devrim hayalleri ile oyalanmadık mı…

Aynı NEPTÜN 1984'den itibaren Oğlak'ta sonra da 1998 yılından bu yana Kova'da, yani klasik astrolojide ZAMAN'ın Efendisi SATÜRN tarafından yönetilen bu iki burçta uzun bir yolculuk yapmıştır. Oğlak DÜNYEVİ DEĞERLER'in, Kova ise İNSANIN GELİŞİMİ'nin ve TEKNOLOJİ'nin temsilcisidir.
Gelin, NEPTÜN'ün zamanın efendisiyle kolkola girdiği ve dünyevi ve akli alanlara müdahil olduğu şu son 28 yılda nelerin değiştiğine bir bakalım;
  • Madde odaklı hayallere kapıldık hep birlikte... Büyüme hızları önce jet hızıyla tavan, sonra jet hızıyla dip yaptı. Hepimiz teknoloji ve globalizasyonun, yaşamlarımıza refah getireceğini hayal ettik! Oysa, 1970'li yıllarda dünya zenginliğinin yüzde sekseni, en zengin yüzde yirmilik nüfüsun elindeyken bu oran şimdi 80'e - 10 gibi çok daha dar bir ayrıcalıklı grubun eline geçti. Dünyada bugüne dek görülmemiş yaygınlık ve derinlikte bir ekonomik kriz yaşanmaya başlandı. 
  • Teknoloji ve ucuz üretim sistemleri hayatlarımızı kolaylaştırdı ve tüketimi arttırdı belki ama çevrenin kirlenme hızı dünyanın kendini yenileme kapasitesinin çok üzerine geçti... Sistem çöküşe doğru gidiyor diyor Bilim Adamları; depremler, sel felaketleri acı üstüne acı veriyor insanlara... 
  • Haydi bunlar, global felaketler! Ya insan ilişkileri? Dünyanın güçleşen yaşam şartları ile birlikte, rüzgar ve ateşle sınanmadı mı bütün insani yakınlıklarımız? Bazı idealler, acı gerçekler karşısında eriyip gitmedi mi? Tam Kovaca bir çılgınlık olan internetin dünyayı küçücük yapması sayesinde, artık çoğumuz sanal ilişkiler yaşıyoruz...  
Kısacası, ZAMAN'la birlik olan NEPTÜN bizi dünyevi heveslerle kandırırken, yaşamlarımız dünya derdinin içinde çözüldü, birçok umut ve beklenti suya ve toprağa karıştı. İnsan bu alemin gel-git'leri içinde tırnaklarını dünyaya geçirmekten bir kazanç olmayacağını başka türlü öğrenmeyecekti çünki! Ancak şimdi ZAMANLAR'ın SONU'na erdik. Neptün, Satürniyen Kova'dan çıkıp, ÖTE ALEM’in temsilcisi olan öz-burcu Balık’a giriyor!

Ne mi olacak önümüzdeki 14 yıl içinde… Matta İncili’nin 23. Cüzünde İsa Peygamber’in ağzından şunlar anlatılıyor Zamanlar’ın Sonu için; ‘’Önce felaketler yaşayacaksınız, parasızlık, savaşlar ve hastalıklar geçecek üzerinizden, sonra da sahte peygamberler kurtuluş vaadedecek sizlere…’’ İçinizde, dini yorumlara sıcak bakmayanlar varsa, bunu bir İncil propagandası gibi düşünmemelerini rica ederim... Görünen odur ki; kutsal kitaplarda yer alan ifadelere göre de, yeni girdiğimiz dönem tam bir ‘’Sahte Kurtarıcılar’’ zamanı!

Ekonomide, politikada, felsefede ve dinde, yeni önderler, yeni liderler, ihtişamlı kurtarıcılar, mucizevi çözümler çıkacak hızla piyasaya. Tanrı-Krallar, Peygamber-Şifacılar, hatta bir sürü Mesih-İsa birbiri ile kapışacak bizi peşlerine takmak için. Uzun bir süredir kanayan yaralarımıza derman diye, hayal basacaklar! Yani, bu defa dünyevi hayallere tutunmayı bırakıp, uhrevi hayallere gömüleceğiz…

Oysa GERÇEK hep aynı! Tutunacağımız tek yer var. Hatta bu da yazılı Matta 23. Cüz’de; ‘’İçinizdeki İman’a tutunun. Sadece gerçek iman sahipleri yolu bulacak bu karmaşanın içinde.’’ diyor Hazreti İsa. Yani yine döndük geldik en başta anlattığımız, NEPTÜN'ün ışıklı yüzüne...

Gerçek iman, özümüzdeki değere duyulan saygıdan başka bir şey değildir! Kaybetme korkusu ve sahiplik hırsı ile bütünleşen Ego’dan farklı olarak, ''Özdeğer Algısı'' bizleri fırtınada ayakta tutan dirayetimizdir. Eğer, Evreni-Yaratan'ın tohumunu taşıyorsak içimizde, kurtarıcılara ihtiyacımız yoktur. Her yolcu yolu bulur. Her gezgin eve döner. Pusulası, kalbindeki sestir: ‘’Devam Et! Ben hep seninleyim… Hem zaten eve ne kaldı şunun şurasında’’

Neptün Balıkta ilerlerken ‘’Tamamen Duygusal'' kurtarıcılar olmasın kıblemiz. Kurtuluşu da, PARA gibi, MUTLULUK gibi, SEVGİ gibi tıpkı, başkalarından bulmak zorunda değiliz. Başkalarının egolarını yüceltmek suretiyle aslında kendi egomuzu beslemeye çalışırken yolu büsbütün kaybederiz. Yüzümüzü başkalarına değil özümüze dönmek, - gücü, şifayı, mutlak sevgiyi - içimizdeki kaynakta bulmak, bütün yapmamız gereken.

Evrenle bütün olmak için, önce tüm yanılsamalardan kurtulmak ve özümüzle bütün olmaktır BALIK'taki NEPTÜN'ün kutsal mesajı... Zamanlar’ın Sonunda bulduğumuz şeyin ‘’Ev’in Yolu’’ olması dileğiyle!

JUNO