22 Mayıs 2013 Çarşamba

25 Mayıs YAY Burcunda Dolunay ve Ay Tutulması … Nuh’un Güvercin’i



The Face of Peace by Picasso
THE FACE OF PEACE BY PICASSO


25 Mayıs 2013′de sabah 7:25 civarında Yay – İkizler aksında DOLUNAY ve Ay Tutulması meydana gelecek… Tutulma anında Güneş 12′inci, Ay 6′ıncı evlerde olacak ve SIFIR derece ile Yengeç Burcu yükselecek. Anın yöneticisi Jüpiter ve tam bu esnada Güvercin olarak da bilinen PHACT sabit yıldızı ile kavuşuyor.

İyi haberlerin müjdecisi olarak görülen bu yıldız, aynı zamanda Nuh’un gemisinden uçurulan ve ağzında bir zeytindalı ile geri dönerek karaya yaklaştıklarını haber veren güvercin ile de özdeşleştirilir. Yüzyıllardır UMUT’un, huzurlu günlerin, insanca yaşamanın ve dünya ile barış içinde olmanın simgesidir…

”Nassı yani Juno … Dolunay ve AY Tutulmasını iyi haber müjdecisi olarak mı yorumluyorsun?” diyenlere selam olsun :) PEŞİN HÜKÜM vermeyin Dostlar! Zaten bu DOLUNAY’ın da bizlere hazırladığı en büyük tuzak, peşin hüküm, ön yargı, mesnetsiz haber ve varsayımlarla desteklenmiş abartılı korkular olacaktır ;)

Karanlığın basıp ışığın görünmez hale gelmesi, IŞIĞIN KAYBOLDUĞU anlamına gelmez! Ama bu DOLUNAY ve AY Tutulması’nda, ışık bir süre için alenen görünmez bir hale gelebilir…

Öncelikle Güneş 12′inci evde yani perdeli… Baskı altında, hatta yeraltında. Ay 6′ıncı evde ve Yay’da. Yöneticisi Jüpiter de 12′inci evde! Ay-Güneş ikilisi, MC ile kavuşumda olan Neptünle T-Kare yapıyorlar. Üstelik AY’ın karanlık yüzü tabir ettiğimiz Lilith yine 12′inci evden Yükselen ile kavuşuyor… Amaniiiin bildiğin Gölgeler Vadisi! Ama bütün korku tünelleri gibi, bunun da tehdit ya da cazibe unsurları biraz ÇAKMA :)))

Bu arada, MC’deki Neptün de – benim günlerdir sözünü ettiğim Kara Kuğu teması ile paralelliği şaka gibi gelse de – KUĞU olarak bilinen Cygnos Sabit Yıldızı ile kolkola. Cygnos – Kuğu,Zeus‘un çapkınlık yapacağı zaman büründüğü kılık olarak geçer mitolojide. Odysseus Destanı’nda, Sirenlerin sesini bastırsın diye askerlerin kulaklarını meşgul etmek için lirini çalanOrpheus ile de özdeşleştirilir. Yani hep aldatıcı bir görünüm, beklenmedik, sürprizli bir durum, başımıza gelen ani bir olayın yol açtığı yanılgılar var ortada…

Hatırlarsanız, Uranüs-Pluto karesi için de Kara Kuğu demiş ve başımıza gelen, önlenemez, hayret verici olaylara yol açacağını söylemiştim. Ayrıca böyle olaylar yaşadığımızda, olayın meydana getirdiği hasarın çok ötesinde bir zararın, insan psikolojisinin bu durum karşısında verdiği abartılı tepkiler yüzünden görüldüğünün de örneklerle altını çizmiştim!

Döndük mü yine en başa… Işığın bir süreliğine kaybolmuş gibi geldiği, beklenmedik, şaşırtıcı, yön saptanması zor, hatta tehditkar ya da tam aksi davetkar görünen durumlara KANMAMAK gereğine :)

İYİ DE NASIL?

Elbette, İÇ HUZURUMUZU ve İÇ BARIŞIMIZI koruyarak… Yani KALBİMİZİN GÜVERCİNİ’ni hiç kimsenin ve hiç bir olayın ürkütmesine ve bizi pes etmeye, vazgeçmeye, olumsuz hislere ve davranışlara ya da nefsin cazip ama gölgeli tuzaklarına kaptırmasına İZİN VERMEYEREK :)

NELERE ODAKLANMAK ve DİKKATE ALMAK LAZIM bu süreçte? 6-12 aksına başvuralım hemen cevap için;
  • DOLUNAY ve AY Tutulması, daima bir duygu yükselmesi oluşturur. Beynimizi aldırmış da sırf arzu, hırs, korku, tutku gibi uç noktalarda hislerden ibaret kalmışız gibi bir haller olur hepimize :) Ama duygular, bizi GERÇEK’ten uzaklaştırmak üzere algı kanalımıza giren cızırtılar gibidir! Bir duygu fazla cızırtı yapıyorsa içinizde, ona MESAFE alın… Önünüzdeki sebepleri sayıp sayıp kendinizi gaza getirmek yerine ARKASINDAKİ gerçekleri göremediğinizi kendinize hatırlatın. Ve bekleyin!
  • Beklerken; YARARLI İŞLER yapın… Yani kafanızı anlamlı bir şeylere verin. Bitmemiş, eksik kalmış işlerinizi halledin. Hizmette kusur ettiğiniz yerleri düzeltin. Hatalı, yanlış anlaşılmaya müsait, eteği sarkan durumları toparlayın. Sağlığınıza iyi bakın! Sorumlu olduğunuz insanlarla gereği gibi ilgilenin… Yani bırakın hayat tüm çılgınlığı ile aksın etrafınızda siz işinize gücünüze bakın:) Zira herşeye rağmen kendini ve hayatı ayakta tutanlar sağ çıkar herkesin çuvalladığı süreçlerden. Üstelik kendileriyle beraber başkalarını da ayakta tutmayı becerirler… Dünya batıyor dedikleri zaman herşeyi bir gemiye koyup sabır, iman ve umutla yola devam eden Nuh Peygamber’den örnek alın…
  • Geçmiş ile hoşça vedalaşın… Nostaljiyi, depresüf ve pasif agresüf halleri bir yana bırakıp, anın getirdiklerini iyi değerlendirmeye odaklanın. Elimizde ne geçmiş, ne de gelecek vardır. Bize kendimize sahip çıkmak için verilmiş olan tek şey bu andır. Anlarınıza saygı ve özenle yaklaşın. Onları hüzünle ya da beklentilerle kirletmeyin. Geri bakmayın ve düz yol varken gölgeli labirentlerde kaybolmayın… Bir de akıl alın az bişey yaşadıklarınızdan! Geçmiş hatalarınızı habire habire tekrar etmeyin :)
  • Öte yandan; ani ve beklenmedik durumlar bizi hataya düşürebilir elbette… Korkabilir, panikleyebilir, saldırgan ya da aşırı savunmacı davranmaya kalkabilir, saçmalayabilir, dağılabilir, ya da göz göre göre kendimizi tufaya gelmiş bulabiliriz. OLSUN! Bozmayın moralinizi… Hataya düşme psikolojisi, egomuzun en büyük tuzaklarından biridir. ”Ben berbat biriyim! Yine beceremedim… Umutsuz vakayım!” dediğimiz anda kaybederiz asıl mücadeleyi… Yanılmak ve hata yapmak insana özgüdür. Böyle olaylar, bize nerede hata yapabildiğimizi gösterdikleri gibi hataya düştüğümüz zaman HER ZAMANKİ psikolojimizle durumu daha da beter yapmamak, yani düşünce kalkmayı da öğrenmek konusunda ŞANS da verirler… Her durumda yüzünü ışığa ve umuda çevirmek, yılmamak, yoldan sapsa da hedeften kopmamak, insanın geçirdiği sınavlar sonucunda elde ettiği en değerli KAZANCI’dır :) Unutmayın…


BURÇ ve YÜKSELEN BURÇ için yorumları en kısa sürede yazıp yayınlayacağım… İzlemeye devam edin :)

Bu yazıya da Leonard Cohen‘in belki de en dillere düşmüş parçasını DANCE ME TO THE END OF LOVE‘ı eklemeye karar verdim… Neden mi? Çünki şarkının sözlerinde benim en sevdiğim yer şöyle der;

”Bir zeytindalı gibi tut beni … EV’e götüren güvercinim ol!”

ÖYLE olun Dostlar… Umutsuzluğun, paniğin, korkunun çatlak borazanı, ya da yoldan çıkartan bir içi boş fısıltı değil… Umudun, herşeye rağmen sürdürülen onurlu çabaların, dürüstlüğün, İNSANCA SEVGİ’nin simgesi olun! Zeytindalı gibi tutun elinizde başladığınız işleri, verdiğiniz gayretleri… Yüzünüzde daima sevecen bir gülümseme, bir ışık olsun! Karanlığın orta yerinde ışık olun… Kendinizi, tıpkı EV’e dönme umudunu gagasında taşıyan bir güvercin gibi taşıyın hayat içerisinde…Ve unutmayın ki, KALBİNİZ EVİNİZDİR! Evinizde daima güvende ve huzurlu olun :)

Dance Me To The End of Love – Madeleine Peyroux

http://www.youtube.com/watch?v=AqpOFQvMM1A

1 yorum:

pınar dedi ki...

juNO burçlara göre etkiler hakkında yorumunu bekliyorum, emeğine yüreğine sağlık, hayırlı günler :)