AY Yengeçte, Pluto – Mars Bileşkesi İle Zıtlaşıyor … Öyle Bir Acı ki, Öldürmezse Ondurur!

Oğlaktaki Pluto – Mars bileşkesi, önüne set çekilmesi zor bir toprak kayması gibidir… Niyeti kötü değildir! Zira, Akrep’teki Satürn-Venüs bileşkesi ve Balık’taki Chiron ile yaptığı 60′lık açılar, yaşamımızı sağlıklı bir biçimde devam ettirebilmek adına çok gerekli olan operasyonlara işaret eder. İşinin ehli bir operatörün eline düştük, tek yapmamız gereken ameliyat masasına yatmayı kabul etmek, desem yeridir… Gelgelelim, teslimiyet hali dile kolay meşrebe zor bir haldir! Birçoğumuz şikayet ve endişe ile geçirmekteyiz günlerimizi… Birçoğumuz kalbimizi, hayata teslim etmemek, şifayı kabul etmemek için var gücümüzle direnmekteyiz…

Bu zorlu şifa üçgeni bir süredir hayatımızda… Mars, Venüs gibi katılımların zaman içinde yer değiştirmesine karşın, temelini oluşturan ”ağır abiler” arası alış-veriş daha uzunca bir süre bizimle birlikte. Bugün ise Ay yengeç’te, tam da Pluto-Mars bileşkesinin karşısına geçmiş, duruyor! Ayın uçları bir yanda Satürn-Venüs ikilisine bir yandan da Chiron’a bağlı… Yani aslında Ay, yıkım ve yeniden yapılanma düzeneğini tetikleyecek bir ok atmak için, adeta içimizdeki yayı geriyor!

Bugün size ACI veren şeylere çok ama çok dikkat edin Dostlar… Zira ACI evrenin dikkatimizi sorunlu alanları çekme yöntemidir. Ay’ın çektiği ok, kalbimizi nereden delerse, orada temizlenmesi gereken bir yıkıntı, müdahale edilmesi gereken bir kanserojen oluşum, nefes yollarımızı tıkayan bir zehirli kalıntı, bizi büyümekten alakoyan ve korkularımızdan beslenerek yaşayan bir asalak, yani bir FAZLALIK var demektir!

Bazen, Selami Şahin‘in bir şarkısında pek güzel ifade ettiği gibi ”Alışmak sevmekten daha zor gelir” :))) Ama alışkanlıklarımızın kendimizi ve hayatı sevmemize mani olması çok acı değilmidir…? Düşman bellemeyin acıları … hatta size acı veren insanları bile düşman bellemeyin. Düşmanla mücadele ederken ona benzeriz hiç farkına varmadan. Sakın ola, sevmediğiniz birşeye dönüşmeyin ondan kurtulmak için! Siz siz olun başkalarıyla, hatta sizi acıya sürükleyen korku ve alışkanlıklarla bile mücadele etmeyin! Nasuh Mahruki söylemişti sanırım genç bir dağcının ölümünün ardından: ”Dağ yenilmez! Dağ ile savaşan yenilmeye mahkumdur” diye… Korkularınızı, alışkanlıklarınızı, kızgınlıklarınızı bir dağ yaptıysanız içinizde, onlarla da savaşmayın… yenilirsiniz. Sadece onları oraya koyanın siz olduğunuzu farkedin!

Dün yazdığım yazının bir devamı gibi oldu bu yazı aslında. Dün Güneş’in tetiklediği bir süreci, bugün AY hepten önümüze seriyor… Farketmek, hazmetmek, şifalanmak nasip ola…

CURE’un Aşk Şarkısı’nı Adele yorumluyor … Ne yaparsak yapalım …. nerede olursak olalım … ne kadar uzağa gidersek gidelim … bizi bırakmayan ve her ona dönüşümüzde bizi İYİ hissettiren, bizi özgür, temiz ve güçlü kılan tek bir AŞK vardır; o da özümüzdeki gerçeğe duyduğumuz bağlılıktır. İMAN’lı olun Dostlar … Bugünlerde tutulacak en sağlam el İMAN’dır …