21 Kasım 2013 Perşembe

Ay, Lilith ve Jüpiter ile Buluşuyor… Perdenin Ardında Kalan Hikayeler!





BY SHARON SPRUNG

Kimimiz yaşadığımız olayları sonradan düşündüğümüzde, kimimiz ise, durumu farklı bir perspektiften yaşayan ya da izleyen birini dinlediğimizde, hikayemizi çok da doğru okumamış olduğumuzu fark ederiz!

Bunun nedeni, hayatı anlamlandırmaya çalışırken her olan bitenin – bazen komşuda olanın bile – merkezine kendimizi koyarak yaşamamızdır. Heyecan, tutku, incitilme ya da kaybetme kaygısı, küçük düşme korkusu, her şeyi istediğimiz yere getirme saplantısı gibi, EGO odaklı duygularımız, beynimizin hayata uzaktan bakabilen yerlerini işgal eder. Ve biz, kendimizi her şeyin çok farkında zannederken, aslında SAĞIR ve KÖR kesiliriz :)

Sonra bir gün, bir olay yaşarız ve daha önce farklı bir şekilde okuduğumuz bir hikayenin ÖBÜR KIYISI’na düşeriz…
Bu sabah Merkür ve Chiron ile hassas bir su üçgeni oluşturan Yengeç’teki Ay, bize aynen böyle bir deneyim yaşatmış olabilir. Bizzat düştüğümüz bir durum, ya da bize aktarılan ”başkalarına ait” bir hikaye, seyrettiğimiz bir film, okuduğumuz bir yazı, zihnimizde derin çağrışımlar oluşturarak, o güne dek tam aksini savunduğumuz bir düşünceye bizi yakınlaştırabilir…

Birden kendimizi, olaylara durduğumuz yerden değil ”yukarıdan” ya da karşıdan bakarken ve duygularımızla çektiğimiz PERDE’nin ötesini görürken buluruz.

Bu ŞİFA’nın başladığı noktadır! Böyle zamanlarda;

- Bütün çabalarımıza rağmen, bir türlü etkileyemediğimizi sandığımız insanlara, aslında ”fazla yüklenmiş”, yeterince kararlı, ikna edici ya da tehditkar olamadığımız için baş edemediğimizi sandığımız durumlarda, aslında ”fazla gövde gösterisi yapmış” olduğumuzu, ve bu nedenle geri çekilme, hatta direnç ve tepki oluşturmuş olabileceğimizi,

- Çok güçlü ve duruma tamamen hakim olduğumuzu düşündüğümüz durumlarda, aslında çok kritik bir şeyleri gözden kaçırmış ve aptal durumuna düşmüş olabileceğimizi,

- Bütün duygularımız ve zayıflıklarımızla ortada kaldığımızı, kendimizi fazla açığa çıkarttığımızı, rezil olduğumuzu sandığımız durumlarda, aslında sadece olduğumuz gibi göründüğümüzü ve bunu inkar etmek gibi bir ihtiyacımız olmadığını, aksine kim olduğumuz ve ne hissettiğimiz gerçeğini kabul ederek ve dile getirerek, daha GERÇEK ve ANLAMLI bir duruş sahibi olabileceğimizi,

- Çok haklı olduğumuzu düşündüğümüz için karşımızdakini ta ebesinin köyüne kadar kovaladığımız durumlarda, kantarın topuzunu kaçırmış ve insafsızlık eden bir konuma düşmüş olabileceğimizi,

- Eleştirilme, reddedilme veya komik duruma düşme korkumuz yüzünden karşımızdaki insanlara durumumuzu ifade etmekten kaçındığımız için, onların bize yadım etmesine, anlayış göstermesine ya da farklı bir öneride bulunmasına mani olmuş olabileceğimizi,

- Çok verici, yardımsever, anlayışlı olduğumuzu, her şeyin en doğrusunu bildiğimizi ve yaptığımızı, hatta insanlar için saçımızı süpürge ettiğimizi zannederken, aslında insanları kendi doğal gelişme çizgilerinde yürümeleri için özgür bırakmıyor, olmadıkları ya da istemedikleri bir şey olmaya zorluyor, beklenmemesi gereken bir şeyi bekliyor, onların deneme yanılma öğrenme haklarını ellerinden alıyor, ve en önemlisi ANLAMLI ve GEREKLİ bir şey yaptığımız konusunda kendimizi kandırıyor olabileceğimizi,

FARK EDERİZ!

Böyle farkındalıklar, ilk önce şaşkınlık, ardından da acı, utanç, kızgınlık, pişmanlık ya da kaybolmuşluk hissine yol açabilir…

TAM DA gerçekle yüzleşmiş ve ŞİFA BULMA ve VERME fırsatını elde etmişken, kendimizi böyle bulanık sulara gömmek, en yapılmaması gereken şeydir!

GERÇEK BİZİ ÖZGÜRLEŞTİRİR :) Yeter ki niyetimiz onu kolayımıza geldiği gibi çarpıtmak değil, onunla aydınlanmak, onunla ışıldamak, onunla büyümek olsun…

Hayatın yolları çetin olabilir, ama o yolları TASARLAYAN’ın kolları şefkatlidir :)

O’na güvenin! Ve O’nun adıyla bir daha OKU’yun hikayenizi… Utanacak, ya da korkacak bir şey olmadığını ama yapacak çok şey olduğunu göreceksiniz ;)

”Seni bilmeden önce, herşeyi bildiğimi sanırdım…” diyor Ella Apla :) Joe Pass de gitarın tellerine nefis dokunuşlar yaparak duruma destek veriyor…

http://www.youtube.com/watch?v=BFIXWlvzNtk




1 yorum:

Adsız dedi ki...

şu andaki halime ne kadar uygun.Vazgeçmek ne kadar zor artık.Ben bunu neden yaptım demiyorum gün gibi aşikarken neden öbür kıyıyı düşünemediğime yanıyorum