2 Şubat 2012 Perşembe

3 Şubat'ta NEPTÜN BALIĞA Geçiyor; ''Zamanlar'ın Sonu'' denilen şey bu mu yoksa?

Neptün parçalanmış varlığın, yüce bütünde çözülmesini temsil eder. Gönüllerimizi Yaratan'la birleştirmeyi, sevginin egodan ve ihtirastan arınıp ''Yaratan'dan Ötürü Tüm Yaratılmışlar'a'' yönelmesini, kaynaklarımızı insanlığın hizmetine sunmayı ve bundan mutluluk duymayı ilham eden ''Koşulsuz Sevgi ve Teslimiyet Enerjisi''nin Astroloji'deki simgesi Neptün'dür.

2012'de yaşanması beklenen ZAMANLAR'ın SONU ne anlama geliyor öyleyse...?

ZAMAN Satürn'le ilişkilidir! Klasik Astroloji’ye göre hem OĞLAK hem de KOVA burçlarını yönetir. NEPTÜN ise aynı zamanda da HAYAL ve YANILGI'ların temsilcisidir!

Bu ilginç gezegen, 1960’lar ve 70'ler boyunca önce Akrep, sonra da Yay’da yolculuk yaparken cinsel ve dinsel devrim hayalleri ile oyalanmadık mı…

Aynı NEPTÜN 1984'den itibaren Oğlak'ta sonra da 1998 yılından bu yana Kova'da, yani klasik astrolojide ZAMAN'ın Efendisi SATÜRN tarafından yönetilen bu iki burçta uzun bir yolculuk yapmıştır. Oğlak DÜNYEVİ DEĞERLER'in, Kova ise İNSANIN GELİŞİMİ'nin ve TEKNOLOJİ'nin temsilcisidir.
Gelin, NEPTÜN'ün zamanın efendisiyle kolkola girdiği ve dünyevi ve akli alanlara müdahil olduğu şu son 28 yılda nelerin değiştiğine bir bakalım;
  • Madde odaklı hayallere kapıldık hep birlikte... Büyüme hızları önce jet hızıyla tavan, sonra jet hızıyla dip yaptı. Hepimiz teknoloji ve globalizasyonun, yaşamlarımıza refah getireceğini hayal ettik! Oysa, 1970'li yıllarda dünya zenginliğinin yüzde sekseni, en zengin yüzde yirmilik nüfüsun elindeyken bu oran şimdi 80'e - 10 gibi çok daha dar bir ayrıcalıklı grubun eline geçti. Dünyada bugüne dek görülmemiş yaygınlık ve derinlikte bir ekonomik kriz yaşanmaya başlandı. 
  • Teknoloji ve ucuz üretim sistemleri hayatlarımızı kolaylaştırdı ve tüketimi arttırdı belki ama çevrenin kirlenme hızı dünyanın kendini yenileme kapasitesinin çok üzerine geçti... Sistem çöküşe doğru gidiyor diyor Bilim Adamları; depremler, sel felaketleri acı üstüne acı veriyor insanlara... 
  • Haydi bunlar, global felaketler! Ya insan ilişkileri? Dünyanın güçleşen yaşam şartları ile birlikte, rüzgar ve ateşle sınanmadı mı bütün insani yakınlıklarımız? Bazı idealler, acı gerçekler karşısında eriyip gitmedi mi? Tam Kovaca bir çılgınlık olan internetin dünyayı küçücük yapması sayesinde, artık çoğumuz sanal ilişkiler yaşıyoruz...  
Kısacası, ZAMAN'la birlik olan NEPTÜN bizi dünyevi heveslerle kandırırken, yaşamlarımız dünya derdinin içinde çözüldü, birçok umut ve beklenti suya ve toprağa karıştı. İnsan bu alemin gel-git'leri içinde tırnaklarını dünyaya geçirmekten bir kazanç olmayacağını başka türlü öğrenmeyecekti çünki! Ancak şimdi ZAMANLAR'ın SONU'na erdik. Neptün, Satürniyen Kova'dan çıkıp, ÖTE ALEM’in temsilcisi olan öz-burcu Balık’a giriyor!

Ne mi olacak önümüzdeki 14 yıl içinde… Matta İncili’nin 23. Cüzünde İsa Peygamber’in ağzından şunlar anlatılıyor Zamanlar’ın Sonu için; ‘’Önce felaketler yaşayacaksınız, parasızlık, savaşlar ve hastalıklar geçecek üzerinizden, sonra da sahte peygamberler kurtuluş vaadedecek sizlere…’’ İçinizde, dini yorumlara sıcak bakmayanlar varsa, bunu bir İncil propagandası gibi düşünmemelerini rica ederim... Görünen odur ki; kutsal kitaplarda yer alan ifadelere göre de, yeni girdiğimiz dönem tam bir ‘’Sahte Kurtarıcılar’’ zamanı!

Ekonomide, politikada, felsefede ve dinde, yeni önderler, yeni liderler, ihtişamlı kurtarıcılar, mucizevi çözümler çıkacak hızla piyasaya. Tanrı-Krallar, Peygamber-Şifacılar, hatta bir sürü Mesih-İsa birbiri ile kapışacak bizi peşlerine takmak için. Uzun bir süredir kanayan yaralarımıza derman diye, hayal basacaklar! Yani, bu defa dünyevi hayallere tutunmayı bırakıp, uhrevi hayallere gömüleceğiz…

Oysa GERÇEK hep aynı! Tutunacağımız tek yer var. Hatta bu da yazılı Matta 23. Cüz’de; ‘’İçinizdeki İman’a tutunun. Sadece gerçek iman sahipleri yolu bulacak bu karmaşanın içinde.’’ diyor Hazreti İsa. Yani yine döndük geldik en başta anlattığımız, NEPTÜN'ün ışıklı yüzüne...

Gerçek iman, özümüzdeki değere duyulan saygıdan başka bir şey değildir! Kaybetme korkusu ve sahiplik hırsı ile bütünleşen Ego’dan farklı olarak, ''Özdeğer Algısı'' bizleri fırtınada ayakta tutan dirayetimizdir. Eğer, Evreni-Yaratan'ın tohumunu taşıyorsak içimizde, kurtarıcılara ihtiyacımız yoktur. Her yolcu yolu bulur. Her gezgin eve döner. Pusulası, kalbindeki sestir: ‘’Devam Et! Ben hep seninleyim… Hem zaten eve ne kaldı şunun şurasında’’

Neptün Balıkta ilerlerken ‘’Tamamen Duygusal'' kurtarıcılar olmasın kıblemiz. Kurtuluşu da, PARA gibi, MUTLULUK gibi, SEVGİ gibi tıpkı, başkalarından bulmak zorunda değiliz. Başkalarının egolarını yüceltmek suretiyle aslında kendi egomuzu beslemeye çalışırken yolu büsbütün kaybederiz. Yüzümüzü başkalarına değil özümüze dönmek, - gücü, şifayı, mutlak sevgiyi - içimizdeki kaynakta bulmak, bütün yapmamız gereken.

Evrenle bütün olmak için, önce tüm yanılsamalardan kurtulmak ve özümüzle bütün olmaktır BALIK'taki NEPTÜN'ün kutsal mesajı... Zamanlar’ın Sonunda bulduğumuz şeyin ‘’Ev’in Yolu’’ olması dileğiyle!

JUNO

Hiç yorum yok: