İkizlerden bahsetmedik dimi biz…
Öyle yüklüydü ki gündem, ‘’Güneş İkizler’e
Girdi’’ gibi bir yazı yazmaya fırsat kalmadı! Eskilerin deyimiyle vakayı-adiye
yani sıradan bir olay oluverdi İkizler zamanı. Oysa bütün önemli olayların bu
devreye denk gelmesi bile hiç sıradan olmadıklarının bir kanıtıdır…
İkizler iki rakamını getirir aklımıza ama asıl
marifeti ‘’3’’ sayısında gizlidir! Zira, Koç ve Boğa diye başlayan burçlar
kuşağının üçüncü üyesidir. Koç’a tez, Boğa’ya anti-tez desek yani birbirine
karşıt düşen ve tamamlayan iki kavram olarak alsak onları, İkizler de ‘’sentez’’
yani iki benzemezden oluşmuş bir mükemmel bütün, ‘’seçmece bir çözüm’’ anlamına
gelecektir. Zaten simgesi de ikiliğin yanyanalığı konseptini çok güzel yansıtır.
Cinsiyetsiz, tarafsız, dinamik, kararsız, çok
işlevli bir haldir İkizler’in varoluş durumu. Beyninin iki lobunu de mükemmelen
kullanan, duyguyu ve aklı, sezgiyi ve sağduyuyu bütünleyebilen, zihin-beden
ilişkisi kusursuz olduğu için son derece hızlı reflekslerle davranabilen,
kendinden menkul bir dünya olmak üzere tasarlanmıştır. İki bileşenin bütünlüğü
üzerine kurulu böyle bir sistem nasıl sürekli olarak ayakta tutulur? Elbette, hiçbir
yere takılmayıp devamlı yeni bir konuya odaklanarak… İkizler insanına her an yeni
bir çözüm üretmesi için kaynaklarını odaklı bir biçimde kullanacağı bir ‘’vaka’’
gerekir. Zira, İkizler durdu mu dengesi dağılır!
O yüzden an’a odaklıdır İkizler insanı… O
yüzden o anda neyi mercek altına aldılarsa – iş, romantizm, seks, eğlence, tartışma
– onu çözüme ulaştırılacak bir dengesizlik hali olarak görürler. Çözümü
buldukları, ipin ucunu yakalayıp çekebildiklerini, yolun sonunu öbür uçtan
bakınca görebildiklerini fark ettikleri an ise ilgileri dağılır ve yepyeni bir
konuya odaklanır. Maymun-iştahlı, bencil, ilgisiz, güvenilmez, estim-akıllı,
sorumsuz gibi ‘’yargılayıcı ve suçlayıcı’’ birçok sıfatla anılmalarının temel
nedeni budur!
Sabit olmadıkları için, samimiyetsiz olmakla
suçlanmalarına karşın, İkizler burcu insanı aslında kıymet verdiği şeylerin
üstüne titreyen biridir! Yani ilgilendiği herşey konusunda son derece samimidir.
Herşeyi kapsamak, herşey olmak, herşeye sahip her ana ait ama hep kendi içinde,
kendinden menkul olmaktır istediği… Taşikardik bir varoluş biçimi,dir bu! Sürekli
ibresi oynayan bir pusula gibi, etrafında olup biten hiçbir şeyi kaçırmamaya
çalıştığı, ilgiye değer bulduğu herşeyin peşinde tüm varlığı ile koşuşturduğu
için, bazen hiçbir şeyi elinde tutamaz ve ortalığı darmadağın eder.
Fikir dünyaları pek zengin, pek renklidir. Her
olasılığı bilip kavramak ister ve ihtimaller üzerine fikir yürütmeyi pek severler.
‘’Teorik olarak’’ devrimcidirler! Ama pratikte, alıştıkları gibi davrandıkları
bir gerçektir…
İnsan ilişkilerinde tetikleyici olmayı
severler. Girerken ‘’ben geldiiiimmmm!’’ giderken ‘’kaçtım ama geliceeemmmm!’’
diye ses verenler genelde İkizler’dir. Onların girdiği çıktığı durumlarda bir
hareket olsun ve bu hareketleri farkedilsin isterler. Dikkat çekmemeye tahammüleri yoktur. İletişimi
başlatan ve bitiren onlar olmalıdır. Baş döndürür, yürek hoplatır, akıl
karıştırır, sonra da rüzgarlarının tozu dumanı dağılmadan alıp başlarını giderler.
Bu onların ortama hakim olma biçimleridir.
Söz ve hareket onlar için var oluşlarının
kalbidir. İletişim kurmak için yaratılmışlardır. Zihnin ve sözel yeteneklerin
dinamik olarak kullanılmasını gerektiren her konuda ‘’Aslan’’ kesilirler! Bazen
konuşmayı abartmalarının nedeni de budur. Anlamak ve söylemek onlar için
hayat-memat meselesidir. Bir çocuk heyecanıyla, okur, izler, yazar, çizer,
yapar, eder, gider, gelir ve iş bitti mi yokoluverirler… Çok iyi gazeteci,
televizyoncu, reklamcı, öğretmen, satıcı… çok yaman bir pazarlıkçı, iknacı, oldu-bittici,
iş-bitirici, dedikoducu, ortalık karıştırıcı olmalarının nedeni budur! Temelde
yalancı değildirler, ama söyledikleri şeye o kadar inanırlar ki, yalan bile
olsa gerçeğe bin basan argümanlarla onu savunabilirler. Ancak uzun vadeli
hesaplarla davranmadıkları için politikacı olmalarını beklemeyin! Hiç olmayacak
bir durumda, olmayacak bir şeyi ‘’bam’’ diye söyleyip, neyi devirdiklerine
bakmadan yürüyüp gidebilirler…
İç dünyaları onların kaleleridir. Hep kendi
dünyalarında yaşar gibi bir halleri vardır. Bir yandan fırıl fırıl hareket
halinde yaşarken, öte yandan da kendilerinden
buldukları şeylerle çevrelenip sarmalanmaya ihtiyaç duyarlar. Aidiyet
onlar için sistemi ayakta tutan bir çerçeve gibidir. Akılları, gözleri, elleri
habire dışarda olsa da, merkez kabul ettikleri alanı korumaya çalışırlar. Bu
nedenle, yakın çevrelerine takıntılı derecede düşkün, yakın ilişkilerinin
detayları konusunda pek hassas, pek mükemmeliyetçidirler. İnanmayacaksınız ama,
en büyük korkuları kaybetmektir! Kaybetmekten korktukları için sahiplenecekleri
ilişkilere girmek istememek tarzında bir paradoksları vardır. Ama bir kez
bağlılık kurunca da, kolay vazgeçemez ve tüm isterik git-gellerine rağmen,
aslında bütünleştikleri insanlara ve mekanlara sımsıkı tutunurlar.
Genelde fena halde annecidirler… Aile
kurmazlar zannedersiniz, ama yanılırsınız! Onlara ‘’hah işte bu!’’ dedirten daha
doğrusu ‘’onları hem çekip çevirerecek, hem de her hallerine katlanacak’’ birini
bulunca, pek güzel aile kurarlar. Cinsel anlamda sadık, duygusal anlamda sevecen,
sözel iletişimde duyarlı olmalarını beklemeyin. Ama genelde evlendikleri kişi
cinnet geçirip onları terk etmedikçe, onlar boşanmazlar!
Aşka aşıktırlar! Aşk onlar için, tatlı bir
şarkı, güzel bir resim, hatta kusursuz bir ideal gibidir. ‘’Konsept’’ olarak
hep birşeye aşıktırlar. Asıl aşık oldukları şey aldıkları ‘’rafine haz’’
duygusudur. Aşık oldukları zaman çok
yaratıcı olduklarına hiç şüphe yoktur. Kalplerinde şarkı söyleyen ilham
perisinden aldıkları hızla, neler yapabildiklerini görmeden inanamazsınız.
Zaten onlar yaptıkları herşeyi aşkla yapmak, başladıkları her projeyle, heyecan
duydukları her işle kusursuz bir sevişme hissi yaşamak isterler. Bir işten zevk aldıkları zaman, dayanılmaz ve
büyüleyici olmalarının sırrı budur! Gelgelelim, hazzın alışkanlığa dönüşmesi,
onlarda bir tatminsizlik duygusu oluşturur ve farklı bir ‘’konsept’’e doğru
zarifçe uçmak isterler! Büyü biter, İkizler
gider…
İş hayatlarında, kaynağın kokusunu alan bir
büyücü gibidirler! Hangi aracı, hangi amaç için kullanacaklarını iç güdüsel
olarak bilen ve yapan insanlardır. Çok rekabetçi, takıntılı, hatta gerektiğinde
entrikacı bile olabilirler! İşi bir sorumluluktan ziyade, en sıkı
performanslarını çıkarttıkları bir oyun sahası olarak görmeleri mümkündür.
Girdikleri iş yerlerini ya kendileri ile birlikte yüceltir, ya da basamak yapıp
hızla terk ederler. Yönetici oldukları yerlerin her hücresine nüfuz etmek,
adeta kalp atışlarını takip etmek ister gibi davranırlar. Yönetim tarzları,
bilinmezlik üzerine kuruludur! Sürpriz yapmayı, yanıltmayı pek severler.
Ortaklık konusunda ‘’açık fikirli ve cömert’’
oldukları bir gerçektir… Sonsuz açılımlar yakalamak, geniş ufuklara yeni
insanlar üzerinden ulaşmak, ilişkilerle büyümek, hareket alanlarını ilişkilerle
büyütmek, ilişkileri sayesinde kendilerinden daha büyük ve daha anlamlı bir gövdeye
sahip olmak isterler. Ortak, onlar için köprü ile eş anlamlıdır.
Hayat ortaklıklarına gelince, genellikle
onları zenginleştiren, ufuklarını açan, onlara yol gösteren insanlara ilgi
duyar, birlikte oldukları kişiyi kanatlarının altındaki rüzgar yapmak isterler.
İçlerindeki çocuğu sahiplenen, onları ellerinden tutup büyütecek, ebeveyn gibi
davranacak eşler seçerler. Sahiplenmez
gibi görünür ama aslında kaybetmekten çok korkar ve cömertçe sahiplenilmekten
gizli bir haz duyarlar. Gitti derken gelir, sarılınca kaçarlar. ‘’Kuşlar hem
bir dala konmak, hem de kanatları olduğu için uçmak isterler’’’ sözü onlar için
söylenmiş gibidir. İlişki konusunda ‘’fenomen’’
kabul edilmeleri boşuna değildir!
Belirsizliğin efendisi olmak gibi bir takıntıları
vardır! ‘’Bir şey değişecekse, ben değiştiririm ama siz beni değiştiremezsiniz’’
gibi bir felsefeleri vardır. Kontrol edemedikleri değişimler, onları çok
ürkütür. Herşeyi bilmek, anlamak, takip etmek ve değişimin üstünde kalmak
isterler. Ellerinin altından kayıp giden, yakalanması mümkün olmayan bir hayat
fikri onları perişan eder. O yüzden hastalanmaktan ödleri kopar ve yaşlılıkla
başetmeleri genelde çok güçtür.
Aşk hayatlarında geniş bir yelpazede davranırlar.
Ama gönül tellerini uzun süre titreten bazı burçlar olduğu bilinir. Aslanlarla
flört etmeye, Koçlarla meydan okumalarla renklendirilmiş ne seninle ne sensiz
ilişkileri yaşamaya bayılır, Yay’larla betondan evlilikler kurabilirler. Başaklar,
Balıklar ve Yengeç’lerle de garip tutku ilişkileri yaşamaları mümkündür.
Sağlık konusunda, bademciklerinin,
akciğerlerinin, parmaklarının ve bileklerinin hassas olduğu bilinir. Kırığa,
çıkığa, sinir ucu iltihaplanmasına, romatoit artrit filan gibi sızılı
hastalılara yatkın olabilirler. Dikkat eksikliği sendromu, İkizlere çok
yakışır. İç dengeleri bozulunca uykusuzluk, migren atakları ve depresif
eğilimler yaşamaları mümkündür. Duvarı nem, insanı gam yıkar derler ya… İkizler
de depresyona girdi mi, kadın kısmında idrar yolları, doğuganlık, adet düzeni, erkeklerde
ise prostat ile ilgili sorunlar baş gösterebilir.
İkizler’in hayat dersi, hayattan hızlı akmaya
çalışarak hayattan kaçılmayacağını öğrenmektir… Denge kurulur ve yokolur!
Dengenin bozulduğunu görmeden bozan olmak, birinin seni üzebildiğini görmeden
üzen olmak, film bitmeden ışıkları yakmak, bizi hayatın hakimi kılmaz ve acıdan
korumaz. Yaşam lunaparkta geçen bir kısa metrajlı film değil, saygıyla tadı
alınması gereken uzun bir yürüyüştür. Duymak, görmek, aklına yazmak, anlamlı
kılmakla eş değerli değildir. İkizler'in HUZUR bulmak için anlamaları gereken tek birşey vardır: Yaşam, içine aldığı herşeyi parçalarına ayıran
bir çöp öğütücü gibi davranarak ya da bozulmaz bir hücre gibi kendi içine
gömülerek değil, ancak ‘’bütünleşerek’’ ve bir şarkı gibi içinde kaybolarak tadına
varılacak ve anlamlı kılınacak birşeydir.
Şık bir DIAMONDS & RUST gelsin İkizler'e ... Kendisi bir Oğlak olan Joan Baez, Büyük Aşkı İkizler Bob Dylan için yazmıştır...
https://www.youtube.com/watch?v=bpD5_c2j1OM
Şık bir DIAMONDS & RUST gelsin İkizler'e ... Kendisi bir Oğlak olan Joan Baez, Büyük Aşkı İkizler Bob Dylan için yazmıştır...
https://www.youtube.com/watch?v=bpD5_c2j1OM
1 yorum:
Joan Baez'in Ay burcu ikizler görünüyor. Eh aşk evide ikizler olunca Bob Dylan'a aşık olmasında kime olsun? :))
Yorum Gönder