Aslan'daki mağrur Merkür ve Koç'taki sınır tanımaz Uranüs, hedefe doğru gerilmiş bir Yay'ın uçları gibi çalışıyorlar bir yandan... Sürekli bir bombardıman altında zihinlerimiz. Zamanın oluşturduğu kalker setleri gibi düşünce ve algı kalıpların yıkılması için zamana karşı yarışıyor gökler. Güney Ay Düğümü'nün iki yanına yerleşmiş olan Jüpiter - öğretiler - ve Venüs - beklentiler -, Uranüsyen ataklarla topa tutuluyor. Mağrur zihnimiz hıçkırık tutmuş bir kurbağa gibi zıplıyor olanları çözümlemek için... Oku geren el ise Kuzey Ay Düğümü... İlerleyin! Yeter artık bırakın size sıkıntı ve acıdan başka birşey vermemiş olan inanış ve beklentileri. Nasıl ağır geldiler omuzlarınıza bunca zamandır. Onları atın ve ilerleyin diye sesleniyor. AMA ZOR!
Ne zor değil mi kurgularımızı bir yana bırakmak... Ne zor acı verse de alıştığımız ilişki modelleri, alıştığımız diyalog biçimleri, alıştığımız tepkiler ile yaşamaktan vazgeçmek... Bize yolu gösteren bir el olsa, onu itip hatta kırıp yine bildiğimiz formatta devam etmek için son derece inatçıyız! Aksi takdirde ''gururumuz'' kırılacak... Bunca yıldır peşinde koştuğumuz şeylerin anlamlı olmadığını kabul edersek... hele de yaşadığımız sıkıntıların bize ''oradan değil çocuğum buradan gel'' diyen şefkatli bir sesin kullandığı araçlar olduğuna iman edersek, TOPKEK olacağız :))) O yüzden iyisi mi biz yine bildiğimiz gibi acı çekmeye devam edelim!
Ama bugün daha kolay olabilir işte kendimizi affetmek. Gülüp geçmek ve ''ne tutunacam bu soğuk duvarlara, ne diye kırık bir sazla çalmaya uğraşacağım kalbimin türküsünü'' demek daha kolay olabilir... Su ile akar belki içimizdeki direnç ve biz de su gibi akıp gidebiliriz daha huzurlu bir kıyıya doğru...
Morricone... Kalbimi teslim edebildiğim ve beni asla yanıltmayan bir müzisyen... CINEMA PARADISO'yu dinleyelim mi biraz... içimize aksın ve biz de onunla akalım...
Güzel Bir Gün Olsun :)
http://www.youtube.com/watch?v=1FzVWlOKeLs&feature=g-vrec
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder