13 Şubat 2013 Çarşamba

14 ŞUBAT 2013 … Yaw Galiba Gerçekten AŞK İçin Kutsal Bir Gün!



Breathing LOVE
Breathing LOVE


Benim yıllarca yöneticiliğimi yapmış çok kıymetli bir kişi vardır – kulakları çınlasın – şimdi bu başlıktaki ”galiba gerçekten” ifadesini görse; ”Biri ihtimal biri kesinlik taşıyan iki kelimenin aynı cümlede yanyana kullanılmayacağını, böyle bir cümle yazan kişinin kendinden şüpheye düştüğünü açıkça itiraf ediyor olacağını” söylerdi! Yalan diil :)
Şahsen 14 Şubat delisi bir kişi olduğumu söyleyemeyeceğim. Pazar ekonomisini canlandırmaktan ve erkekleri ”Ben bu hatunu nassı kıvama getirecem yaw?” diye kıvrandırıp, fırfır süspüs alışverişi telaşına koşturmaktan başka amacı olmadığını düşünürüm. Bu konuda birşey sorulunca da gayet ruhsuz ve sinameki olup; ”Ne yani rahmetli Aziz Valentine’ın adı bu güne verilmeden önce AŞK yokmuydu?” gibi, erkek tarafını gözeten laflar ettiğim de duyulmuştur :) Hatta benzer bir muhabbeti dün gece feysbukta çok sevgili Elif ile yaptık ve kızcağız bana ”Juno Sevgililer Günüyle ilgili bişi aynı zamanda galiba dimi?” diye sorunca, tamamen bu ukalalıkta bir cevap verdim! Rabbim beni ıslah etsin :))))

Ama vallahi de billahi de, JUNO bu seneki Sevgililer Günü ile tamamen ilgili!

Zira JUNO 14 Şubat’ta Güney ve Kuzey Ay Düğümleri ile TAM 60′lık ve 120′lik açılar içinde… ”Hiiii! Yani, RUH EŞİMİZİ bugün mü bulcaaaz?” şeklindeki sorulara cevap vermiycemi baştan söyliyim :))) Yoksa vapurdan inme telaşı içinde ayağınıza basan adamın, sizden özür dilerken gözlerinin ne kadar tatlı bir ela olduğunu farkedip, bunu da bir anda yükselen hormonlarınıza bağlamayı akıl etmeyip: ”Ay kız Nurten… kalibam ben bugün 6:15 Kabataş-Kadıköy vapurusunda Ruh-Eşimi gördüm… Artık ben onu tekrar görmek için her akşam o vapura binicem ve bi daha karşılaşırsak ayağına ben basıcam!” filan gibi hayaller kurabilir… sonra da bu gazla gereksiz maceralara atılıp Hafazanallah itin köpeğin elinde kalabilirsiniz! Ben kimsenin vebalini üstüme alamam…

Neyse, dönelim 14 Şubat göğüne…

Juno’nun Ay Düğümleri ile böyle tatlı açılar içinde olması elbette güzel birşeydir. Bugün AŞK ile yapılan kavillerin hayra vesile olacağına dair bir işaret gibidir. Ama aynı JUNO, AY’ın bizzat kendisi ile de kare açı içinde… Ve AY, Kuzey Ay Düğümü ile 150 derece açı yapıyor… Yani duygularımıza kapılarak davranmamız, uzun vadede, beklenmeyen sonuçlara yol açmaya müsait. O gün AY Koç’ta yani biraz talepkar, hırçın bir halde… Açık tarif gerekirse; ”Tutturuyom, istiyom! Tam benim dediğim gibi ve dediğim zamanda olmazsa da olay çıkartırım!” modunda :)

Güzel bacılarım… Siz o AY’ın etkisiyle, bu 14 Şubat’ta yavuklularınızın, kocalarınızın canına okursunuz! Hasbelkader biryere varabilir gibi duran beraberlikleriniz de bu sayede, gümbürtüye gider, haberiniz olsun!

Koç’taki AY, inat ve ısrar verir. Kadın kısmı tutturup, istedikçe de erkek kısmınınYOH diyesi gelir… Yaw, yapışmayın şu adamların yakasına beni oraya götür, şunu al, burada gezdir diye… Böyle atraksiyonları sevginin ölçütü, hele de KIYMETİNİZİN ölçütü olarak görmeyi bırakın… Siz kendi değerinizi bilmiyor da, iki küpe verilince farkediyorsanız, bu üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. Bir insanın ilişkiye verdiği değeri göstermek için sizi oraya buraya götürüp, atraksiyon yapmasına ihtiyaç yoktur. Böyle atraksiyonların temelinde kadından beklenen karşılık AŞK olmaz! Böyle alışverişlerden de hayırlı bir ilişki doğmaz… Hayırlı ilişkiler GÖNÜLLÜLÜK üzerine kurulur…

Bir de, şu tayfası vardır Havva Kızlarının: ”Ben hediye değil iki çift güzel söz istemiştim!” Dünyanın en büyük gerginliği, sınava çekilmiş gibi sizden iki çift laf bekleyen birinin karşısında durmak ve o lafları söylemektir! Hem zaten evrenin baş kurallarından biri, hırsla istenen şeyin,ayağına taş koymaktır :) Venüs yani heves ve hazlarımız hala Satürn ile kare olduğu için, en çok istediğimizden mahrum kaldığımız bir dönemdeyiz! Bu boyun eğildikçe, yükü azalacak bir derstir. Hırs haline getirmediğiniz, peşine düşmediğiniz şey, size koşar… Tüm enerjinizi bağladığınız şeyler, sizden o enerjiyi çeker, sizi güçsüz bırakır ama sonuç vermez! Gayrı ben ne diyim…

JUNO … akıl mı veriyorsun, tefsir mi yapıyorsun diyenlere gönül rahatlığıyla söylüyorum: ”Verdiğim akıl, zamanın kalitesine uygun düşen akıldır…” Kendinizi, kıymete binme telaşı ve gayreti içinde kaybetmemeniz gereken bir gün 14 Şubat…

”Peki, Juno’nun Ay Düğümleri ile ılımlı açıda olması ne işimize yarayacak?” dediğinizi biliyorum… İşte şimdi omletin tarifine kümesten başlayabilirim :)

JUNO, Yunan mitolojisindeki Baş-Tanrı Zeus‘un eşi Hera ile özdeşleştirilir. Roma döneminde bu tanrı isimleri değişir ve kutsal çift Juno & Jüpiter olarak geçer… Zeus ya da Jüpiter mitoloji tarihi boyunca bu Hera’cığa yani Juno’ya az kıtır atmaz ;) Juno da bir intikamcı bişeydir ki evlerden uzak! Neyse şimdi böyle can sıkıcı detaylarla olayın dadını almayalım :)))) Bu Juno – Jüpiter çiftini icat etmekteki asıl niyet KUTSAL BİRLİKTELİK konseptini fanilere örtülü olarak hikaye etmektir…

Evren’in özünde eril ve dişil prensiplerin KUTSAL BİRLİKTELİK’i vardır. Bu birliktelik yaşamın sürekliliğini mümkün hale getirir… Ama bunların ötesinde insanın varoluşunda kutsal bir ikilik vardır; Rabden gelen özün, maddeye yüklenmesiyle varolmuştur insan. Madde, yani beden, yani ten örtüsü… RUH’u saran bir kılıftır. Hatta cennette size ceylan gözlü ve eşinin her arzusuna itaat eden huriler vereceğiz dedikleri hikaye de – üzgünüm beyler – sanırsam herhalde galiba, nefsini/bedenini RUH’una boyun eğdiren kişinin, cennet halini idrak edeceğine işaret eden bir göndermedir. Şu hurilerlerler kısmına girmeyeceğim :) Bunun tefsiri fakirin haddi değildir!

Benim yaşamın KUTSAL BİRLİKTELİK’ten doğması hakkında en iyi bildiğim şudur; AŞK ile yapılan herşey güzeldir! AŞK ile yapmak İÇİNE RUH’dan koymaktır… Bir fikri somut bir ürüne dönüştürürmeye, yani beden sahibi yapmaya, ”yaratıcı olmak” denir. İnsan yaratamaz … Yaratanı simüle eder… Simülasyonun başarılı olması için içine RUH’dan koymak yani AŞK ile yapmak, yani ÖZ’e sadık kalarak yapmak ve her aşamada hem niyet hem tavır olarak Yaratan’ın kanunlarını gözetmek gerekir…

AŞK ile söylenmiş – yani içine RUH’dan üflenmiş- sözler insanın kalbini yeniden doğmuş gibi yıkar yundurur… AŞK ile örülen kazaklar ısıtır… AŞK ile – yani Yaratana hizmet gayretiyle – başlanan ve sürdürülen işler hayra vesile olur … ve AŞK ile yapılan sevişmeler bir birlikteliği yüceltir ve bazen de gül-yüzlü evlatların doğumuna vesile olur… AŞK’ın nişanı ortaya koyduğu üründe bellidir!

14 Şubat AŞK ile yapılacak herşey için çok güzel bir gün… O gün ”güzel” işlere, en temiz niyetlerle başlayın! RUH’tan istemek, RUH’a boyun eğmek, içinde RUH olan işlere aracı olmak için bu güzel günü mutlaka değerlendirin… Hayatınızda ya da aklınızda bir insan varsa da, onunla ilişkinizde hırs ve ihtiras gibi sizi yanıltan hislerin kurbanı olmak yerine, hakkınızda hayırlı olanı farkedip yapmayı isteyin…

Hey Allaam ne sıkıcı biriyim ben ya :)

Bu günahı ancak müzik temizler… Size tam 14 ŞUBAT meşrebine uygun bişeyler şeyttireyim ben :))) Jessica Rabbit’in erkeklere çağrısı ”Biraz erkek ol! Düzgün davran!… Hem kalk git, eve biraz para getir!” :))) Seyrine doyum yoktur… Her işinizi, her daim, AŞK ile yapmanız dileğiyle efendim :)

5 yorum:

milenyum dedi ki...

Yine harikasın sevgili juno

angel dedi ki...

süperrr bir yazı dahaaa hem güldümm , hem düşündürdün junom helalll sana :))),,, üstelik ay koç gününde .....Emeğine , yüreğine sağlık.

Elif dedi ki...

Daha önce söylemiştim, bir daha söylüyorum; Muhteşem yazıyor, güzel bir kitabın insana verdiği dostluk hissiyle dolduruyorsunuz gönlümü. Gezegen-açı-burç yorumlarının ötesinden, beridekilere "Aşk" ile gelen yazılarınızın devamı dileğiyle... Aşk'a getirdiniz beni! :)
Elif

JUNO ASTROLOJİK DANIŞMANLIK dedi ki...

Yüreklendirici, destekleyici yorumlarınız için ben teşekkür ederim :) AŞK hep sizinle ... Siz AŞK'tan geldiniz ... Yeter ki onndan vazgeçmeyin ;)

JUNO ASTROLOJİK DANIŞMANLIK dedi ki...

Yüreklendirici, destekleyici yorumlarınız için ben teşekkür ederim :) AŞK hep sizinle ... Siz AŞK'tan geldiniz ... Yeter ki onndan vazgeçmeyin ;)