21 Şubat 2013 Perşembe

AY Pluto Karşıtlığı … Kaplan Kılığına Girmiş Bir Şifacı :)



Facing the Tiger...
Facing the Tiger…


Ay Yengeç’te ağırkanlı bir akış içinde işini yapıyor… Ne yapıyor? Ay – Pluto karşıtlığı bir uçurtmanın belkemiği… Yani aslında başrol, şu meşhur çanak çömlek patlatan Satürn, Pluto, Mars & Chiron üçlemesinde. Ay onların kuyruğunu çekiyor! Eh, kaplanın kuyruğunu çeken, sonuçlarını da göze almış demektir;) Peki Ay bunu neden yapıyor? Bize ŞİFA’ya ihtiyaç duyan yerlerimizi hatırlatıyor… Buna da en fazla şifaya ihtiyaç duyanlar bozuluyor! Zira onlar, yaralarını iyileştirmek yerine onların üstüne kapananlardır…

Mars’a ve Merkür’e kare yaparak bizi vesveseli düşüncelere garkeden Lilith’e inat, kendimizi acıya salıvermek yerine, ”Nedir aslında bu kadar canımı yakan?” diye dönüp bir sormak lazım içimize… Neyle yüzleşmekten korkuyoruz?

ACI dediğimiz şeyin ta dibine indiğimizde değersizlik korkusunun yattığını görürüz! Değersizlik korkusu, KİBİR’in ikiz kardeşidir :) Herşey tam istediği gibi olmadıkça, yaşamdaki mutluluk verici bileşenleri görmeyi reddedip, EKSİK olana odaklanarak kendine ve etrafındaki herkese dünyayı zehir eden kibir… Dünyayı o yönetir aslında ve biz onun sadık kölesiyiz! Lilith de, kibirimizi kaşıyor işte ve işgüzar AY bunun verdiği ACI’yı bize yansıtarak asılıyor kaplanın kuyruğuna :)

Kaplan’ın saldıracağı yer ACI’nın kalbiyse, bırakın o da işini yapsın! Kapanmayın Dostlar acılarınızın üzerine… Onlar sizin en değerli hazineleriniz değildir!

En değerli hazineniz, özsaygınızdır… Onu yeniden oluşturmak için, size acı veren durumları üreten kişileri hayatınıza çekmek ve onlarla başedebildiğinizi görüp, kibirinizi beslemek gibi kulağınızı tersten gösteren yöntemlere ihtiyacınız yok! Siz acı verebilenleri değil, kibirinizi yenin olsun bitsin… O zaman acıyı yeniden yeniden hayatınıza çekmeye ihtiyacınız kalmaz. O zaman elde edemediğiniz insanların, reddedilme ihtimali yüksek olan başvuruların, kazanılması imkansız – ve zaten içi fena hale boş – mücadelelerin peşinde koşup kendinizi habire habire sınamaktan vazgeçer, acıya ve acı verenlere bağımlı bir hayat yaşamak, kazanımlarınızın tadını çıkartamamak, size sunulanların kıymetini bilmemek hastalığından da kurtulursunuz…

Ah, bir de ACI çekerim diye hayattan kaçanlar var tabi :) Hani başarısız olma ihtimali yüksek durumlarla özellikle çatışmaya girenlerin yanında bir de eskaza başarısız olurum diye HİÇBİR MÜCADELEYE girmeyenler var… Bunlar da KİBİRLİLER ailemizin bir diğer mümtaz alt-grubu… Ölümlerden ölüm beğenmektir bunun adı! Ya kibir ölecek ya siz bir ömrü heba etmeye devam edeceksiniz.

Bitmeyen dramların vazgeçilmez baş oyuncuları… YANİ HEPİMİZ! Bugün hepimiz kaplanla göz-gözeyiz şekerim :) Gazamız mübarek, teslimiyetimiz kolay olsun… Hepimize bizi Yaratan’ın her birimizi olduğumuz gibi sevip desteklediğini, kendimizi yargılayanın da – ya garip işlere sokup ya da herşeyden geri çekip – cezalandıranın da biz olduğumuzu farketmek nasip olsun…

Enrico RAVA, çook sağlam bir Nature Boy yorumu yapmış … Uzun süre sigarayı bıraktıktan sonra çekilen bir nefes etkisi yapıyor! Hani bu yazıyla iyi gider dedim ;)

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=b881PkJkqjc

Hiç yorum yok: