23 Mart 2013 Cumartesi

Bugün Aslan’a Giren AY, 27 Mart’taki DOLUNAY’ın Provasını Yaptıracak…



Puzzled Mind by Sophie Nouveau
Puzzled Mind by Sophie Nouveau


İlginç bir gök hali yaşıyoruz vesselam;

Koç Burcundaki Stelyum – gezegen kümelenmesi – Merkür haricinde tamamlandı. Öte yandan Chiron-Merkür-Neptün üçlüsü hala Balık‘taki işbirliklerini sürdürmekte.

Koç’taki Stelyum Güneş-Venüs kavuşumu ve bu ikiliye altı derecelik bir orbda duran Mars-Uranüs kavuşumundan oluşuyor. Bu Stelyum’un anlamını çözmek için bileşenlerini daha yakından inceleyelim;

  • Güneş, BENLİK duygumuzdur. Koç’taki varlığı ”dizgine vurulmamış ya da eğitilmemiş benlik” anlamına gelir.
  • Venüs, değer verdiğimiz ve haz aldığımız herşeyi temsil eder ki; birçok insan için bunlara sahip olmak / erişebilir olmak, ÖZDEĞER duygusunu pekiştiren, bunlardan yoksun kalmak ise özdeğer algısını eriten, ondan kuşkuya düşmemize neden olan bir durumdur. Koç’taki Venüs, Venüs’ün en ham, en sorgusuz sualsiz isteyen, elbette mahrumiyete de en az katlanabilen halidir…
  • Bu durumda Koç’taki Güneş-Venüs kavuşumuna dizgine vurulmamış benliklerin sonsuz arzuları, ya da örselenmiş özdeğer algımızın bizi içine çektiği ateş çemberleri de diyebiliriz :)
  • Mars-Uranüs kavuşumu ise yıldırım çarpmasından çıkan ateştir.


O zaman Koç’taki Stelyum’a; ”Arzuyla yanıp tutuştuğumuz bir dönemden geçiyoruz… Tutkularımız ve isyanlarımız hiç bu kadar tavan yapmamıştı. Alevgibi yanıp, yıldırım gibi çakıyoruz elhamdülillah!” filan deyip çıkacak mıyız :)

Bugün, Ay Aslan’da yol alırken Mars-Uranüs ikilisi ve İkizler’deki Jüpiter ile bir üçleme yapacak. Bu üçlemeye dikkat edin, çünki birkaç gün sonra yaşanacak Dolunay’ın temel mesajına dair ipuçlarını size verecek…
  • Üçlemenin tepe noktasında İkizler’deki Jüpiter var. Yani – benim anladığım dilden konuşursak – abartılı beklenti, varsayım ve iddialarımız. Neye yol açıyormuş bunlar;
  • Aslan’daki Ay onur anlayışının boş gurura dönüşmesine müsait bir zemin oluşturur. Haksız olmayı sineye çekemez. Haksızlığa, umduğunu bulamamaya ise hiç katlanamaz.
  • Mars Uranüs kavuşumunun bir tür yıldırım çarpması etkisi yapacağını zaten söylemiştik…

Şimdi hatırlarsanız bu Mars-Uranüs kavuşumunun Uranüs’ü epeydir Pluto’ya kare yapıyor! Şu aralar orbu biraz geniş ama kare mi kare… Ayrıca şu Jüpiter de Chiron’a kare… Ayıptır söylemesi, bu üçlemenini üçüncü ayağı AY da, Satürn’e kare yapacak yarın… Meali;

Farkındaysanız benim ikide bir; ”Bizim hayatta ileri gitmemize mani olan ama alışkanlık edindiğimiz için bırakamadığımız bütün zeminleri, davranış kalıplarını ve düşünce modellerini ister öpe seve, ister döve döve değiştirecek ve yaşamlarımıza şifa verecek.” dediğim Pluto-Satürn-Chiron üçlemesinin her elemanının alacağı karelerden söz ediyoruz…

Bugün nelere çok ama çok kızdığınıza, nelere fazla tepki verdiğinize, nelerin sizi kaygıya sürüklediğine, verili durumun sizi bir yere götürmediğini görmenize karşın neleri bir türlü göze almak istemediğinize, neyin doğru olduğunu bilmenize karşın bir türlü eliniz deyip de yapamadığınıza, neleri rahatınızı bozmamak için göz ardı ettiğinize, hakkınız ya da haddiniz olmamasına karşın hangi sınırları zorladığınıza, hangi aleni gerçekleri bir türlü sindirmek istemediğinize, iyice bir dikkat edin!

KOPYA VERİYORUM: Dolunay’da sınavımız buralardan olacak… Daha doğrusu şimdiden üzerinden çalışıp cevaplamamız gereken sorular bunlar! Dolunay zamanı geldiğinde Güneş-Venüs kavuşumu Mars-Uranüs kavuşumu ile bütünleşecek. ABARTI haline gelmiş olan beklenti, arzu ve eğilimlerimiz, MAKSADINI ve HADDİNİ aşan boşvermişlik, ihmalkarlık, hırs, başkalarına yada kendimize haksızlık, ısrar, gibi tutumlarımız, bize olumsuz bir şekilde geri yansıyacak. Kısacası birazcık sertçe tekdir edileceğiz…

O yüzden bugün gündemimize yansıyan ya da zihnimize düşüveren konuları tekdirden ya da kötekten önce gele bir uyarı olarak alalım da, kendimize çeki düzen verelim yavaştan yavaştan…

Bugün en son ihtiyacımız olan şey oyalanmak, bahane bulmak ya da şikayet etmek! Değiştiremeyeceğimiz şeyleri sindirmek ve uyum sağlamak, değiştirmemiz gerektiğini bildiğimiz şeyler için de temiz ve sağlam bir adım atmak lazım Dostlar…

Daha önce de çalmış olmam mümkündür… Ama kendime de çalarım ikide bir :) MFÖ – Benim Hala Umudum Var! ”İsyan Etsem de Bırakmazlar Sahibim Var!” … Sahipsiz değildir insan şu yeryüzünde! Öğretmenlerimiz de vesilelerimiz de sevgi doludur aslında, bize sert görünseler bile … Görmek, sevmek, öğrenmek nasip olsun hepimize ki GÜZEL OLSUN bizi bekleyen günler … Ya da herşeyin nasıl da tam olması gerektiği gibi geliştiğini görsün artık şu gözlerimiz :)

http://www.youtube.com/watch?v=QCmFTr9N3q0

Hiç yorum yok: