1 Ekim 2013 Salı

5 Ekim 2013, YENİAY Terazi Burcunda – Önceliklerimiz Hakkında Ertelenmiş Dersler…

Vintage Tarzı YENİAY Çifti :)
VINTAGE TARZI YENİAY ÇIFTI :)


YENİAY – İstanbul merkezli olarak – 5 Ekim günü sabaha karşı 03:35’de, Terazi Burcunun 12 derecesinde şekillenecek… Anın yükseleni, Aslan Burcunun son derecesinde. Dolayısıyla bir Güneş zamanından bahsetmekteyiz. Ve anın haritasında Güneş-Ay kavuşumu 2’inci evde… Yeniay, Uranüs, Pluto ve Lilith arasında bir büyük kare, yine Yeniay ve Chiron arasında 150’lik bir açı var. Yeniayı misafir eden Terazi burcunun yöneticisi Venüs ise, dördüncü evde ve Akrep burcunda… Hem anın yükseleni ile, hem de 12’inci evden Yükselene yakınlaşan Aslan’daki Mars ile kare açı yapıyor.

Özetle; bu YENİAY, önceliklerimiz, önemsediklerimiz, bizi değerli hale getirdiğini zannettiğimiz becerilerimiz, kazanma hırsımız ve bunun uğruna yapabileceklerimiz ve elbette kaybetme, yenilme, bırakma, bırakılma korkularımız, üzerinde düşüneceğimiz ve çalışacağımız bir YENİAY…

Ya yine mi yaaaa :))) Evet valla öyle…
İkinci ev sahip olduğumuz ya da olmak istediğimiz ve hayatımızı değerli hale getirdiğini düşündüğümüz maddi-manevi her bişeyi temsil eder. Elbette bizi arzularımıza erişebilir hale getiren yetenek veya niteliklerimizi de…

İkinci ev, Terazi Burcunun Venüs yüzünden kardeşi olan Boğa’nın doğal evidir. Boğa sahip olmak istediklerini zahmet ve gayretle elde eder. Bu nedenle elde ettiği her şeyi çok önemser. Terazi ise arzularına Boğa gibi doğrudan değil dolaylı olarak erişir ve sahip olmak istediklerini – para, huzur, güven, mutluluk – ona sunabilecek kişileri önemser… Bu yüzden de asıl derdi insan ilişkilerinde güçlü olmak ya da basitçe ÖNEMSENMEK’tir!

Aslında Terazi’nin derdi hepimizin derdidir :) Hepimiz bir şekilde başkaları tarafından önemsenen değerleri yansıttığımız zaman, bize önemsediğimiz şeyleri sağlayacak ya da yol açacak insanları etkilediğimizi ve önemli konumları elde edebileceğimizi ya da koruyabileceğimizi düşünürüz! Zira hayat bir alışveriştir ve verebilecek değerli bir şeyi olmayanın önemsediği şeylere erişmek için de fazla şansı yoktur…

Bu çerçeveden değerlendirdiğimizde yaşamak dediğimiz şey, belki de mutlu olacağım diye dert sahibi olmaktır :))) Zira ‘’DÜNYA DERDİ’’ dediğimiz şeyler, çoğunlukla sahip olmak istediklerimizle ve onlara erişmemizi sağlayacak araçlarla ilgilidir. Değerli bulduklarımızın peşinde bir ömür koşar ha koşarız…

‘’Değerli’’ olanlar hakkındaki önyargılarımız ise, çoğu kez ailemiz ve içinde yetiştiğimiz sosyal ortam sayesinde oluşur. Biz bu önyargıların hepsine, hayatımızı omuzlarında taşıyan temeller gibi sırtımızı yaslarız… Hedeflerimizi bu önceliklere göre belirler, kendi kıymetimizi de bu göstergeler çerçevesinde yargılarız. Ama bu yargılarımızın hayata ne kadar UYGUN olduğu konusunda zamanın bize öğrettiği birçok ders vardır… BU YENİAY’da böyle dersler alacağımız – 4′üncü evdeki Venüs’ün açılarından – bellidir.

YENİAY’ı misafir eden Terazi’nin derdi ÖNEMSENMEK’se, dersi de DEĞER SİSTEMİNİ güncel tutabilmek, DENGEYİ bulmak, UYGUN olanı seçmek ve uygun olmayandan VAZGEÇMEK’tir…

Kısacası kaçarımız yok; YENİAY’da, önemsediklerimizi hak ettikleri yere koymak ve önceliklerimiz arasında seçimler yapmak konusunda dersler alacağız :))) Yeniay dediğimiz Güneş-Ay kavuşumunun Uranüs, Pluto ve Lilith ile büyük karesi bu derslerin BEKLENMEDİK yerlerden gelebileceğini ve bizde abartılı gerilimlere ya da tepkilere yol açabileceğini haber vermektedir. Yeniay’ın Chironla aldığı görünüm ise, bu dönemde hissedeceğimiz sıkıntıların, önceliklerimizi düzenlememiz gerektiğine dair bizi uyaran bir yol işareti ve şifanın vesilesi olduğunu müjdelemektedir…

YENİAY’da üzerinde çalışacağımız başlıklara şöyle bir göz atalım mı;
Bazen bir insana / bir topluluğa / bir konuma / bir davaya ”yüklediğimiz” değerler ile gerçekler arasında TUTARLILIK yoktur! Başka bir deyişle değerlendirme, yargı ve beklentilerde bir UYUMSUZLUK vardır… Ama biz bunun adını bir türlü koyamıyor, boşa kürek çekiyor, kendi yolumuzun önünü kapatıyor olabiliriz. Bu YENİAY, ani gelişmelerle yolu açabilir ve bizi de anlamsız korkularımızı, tutunma arzularımızı ya da İÇİ BOŞ DAVALARIMIZI bir yana bırakmaya zorlayabilir… Kişisel olduğu kadar, mesleki, sosyal ve politik alanlarda da DEĞER – BEDEL karşılaştırmalarını özenle yapmamız gereken bir devreye girmekteyiz!
Vazgeçmek istemediğimiz şeyler için fazladan harcadığımız zaman, para ve emek, bizi asıl ihtiyaçlarımızı karşılayamayacak hale düşürebilir! Ama biz genelde bunu bıçak kemiğe dayanmadıkça kabul etmek istemeyiz… Bu YENİAY’da arzu ve ihtiyaçlarımız arasında seçim yapmak durumunda kalabiliriz. Ya da ani gelişmelerle önceliklerimiz beklenmedik değişimler geçirebilir. Sonuçta biz kaynaklarımız ile harcamalarımız arasında yeni bir DENGE kurmak zorunda kalabiliriz.
Kaybetmekten hele de kaybetmemek için bir sürü şeyi feda ettikten sonra kaybetmek düşüncesinden nefret ederiz! Bu YENİAY’da KAYBI SÜRDÜRMEMEK hakkında uyarılar alabiliriz! Bazen saldırmak, ölümüne uğraşmak, herşeyi göze almak yerine GERİ ÇEKİLMEK gerekir. Vermek, yapmak, sunmak, feda etmek işe yaramıyorsa, GERİ ÇEKİLMEK hiçbirinin yapamadığını yapabilir… Ayrıca kazanmaya değmeyecek şeyler için kaybetmeye devam etmemek de bir kazançtır!
Bazen KIYMETLİ OLABİLMEK ARZUSU, elde etmek istediğimiz şeyin değerinden öteye geçer. Önemsenmeme korkumuzun içine sıkışıp kalabilir ve değmediğini bile bile bir davanın izini sürebiliriz. YENİAY’ın getireceği yüzleşmeler bize kendimizi sevmek ya da kendimizi güvende hissetmek için başkalarının onayına fazlasıyla ihtiyaç duyduğumuzu gösterebilir. MUTLULUĞUMUZU ve İÇ DENGEMİZİ başkalarının insafına terk ettiğimizi, kendimizi bize zarar veren ya da bizim umduğumuz değerlere sahip olmayan kişilere / konumlara muhtaç hale getirdiğimizi anlayabiliriz…
DEĞERSİZLİK KORKUSU yüzünden aşırı beklentili davranıyor, insanlardan hak etmediğimiz şeyleri talep ederek onlar üzerindeki etkimizi ve gücümüzü deniyor olabiliriz. Çevremizdekileri onlar için değerli olduğumuzu tekrar tekrar görme arzumuz yüzünden fazlasıyla yoruyor ve bıktırıyorsak, onları kendilerini fazlasıyla geri plana atmak, bizi memnun etmek adına diğer önceliklerini ya da değerlerini ayaklar altına almak zorunda bırakıyorsak, bu YENİAY’da işimizi zor ;) Kıymetli olayım derken beklenmedik bir kayba uğramak da derslerimizin içinde yer alabilir!
ÖNCELİKLENDİRME hatası yüzünden bazı şeyleri fazlasıyla önemsediğimiz gibi, küçümsüyor da olabiliriz. Bazen kaybetme tehlikesi olmadıkça elimizde olanların gerçekte ne kadar değerli olduğunu fark edemeyiz! Önceliklerimizi uygun bir sıraya koyamadığımız için, yolumuz için gerekli olan insanlar ya da faaliyetlerden uzaklaşabilir, ya da bize ait olan bazı insani değerleri göz ardı edebiliriz. Bu YENİAY’da geleceğimiz kavşaklar, bize tehlikeye attıklarımızın önemini hatırlatabilir… Ya da içine gireceğimiz bir sıkıntı, bir çare arayışı yüzünden ne zamandır ihmal ettiğimiz bazı yetenek ya da ilişkilerimize başvurabilir ve bunların kıymetini bilmeye başlayabiliriz…

Anın yükseleni REGULUS sabit yıldızı ile kavuşumdadır… Bu yıldızın hayatlarımıza hem ekstra nimetler hem de bunları hak etmemizi sağlayan zahmetler getirdiği bilinir :) Aşırı hırs, boş gurur, iktidar tutkusu, intikam arzusu, gücün uygun olmayan şekillerde kullanımı, ayrıcalıklı olma gayreti, hak etmediğimiz şeylere el uzatma ya da ödememiz gereken bedellerden, yerine getirmemiz beklenen hizmetlerden kaçınma eğilimi bize REGULUS etkisi altındayken fazlasıyla zarar verir. Onurlu davranışların ve gönüllü hizmetin değeri ise bu yıldız etkisi altında daha da artar…

İNSAN olmaklığımıza yakışır şekilde davranmamız, Rabbin bedenimize üflediği Ruh’a ihanet etmememiz gereken bir dönemdeyiz ve bu dönemde ÖNCELİKLERİMİZİ güncellemek, her zamankinden daha gerekli olacaktır…

”Dünyanın Derdi” dediğimiz her şey bir yerde ”sahip olmakla” ilgilidir diye girmiştik ya konuya… Belki de asıl değerli olanı fark etmek ve ona sahip olmak, ancak vazgeçmeyi bilmekle mümkündür.

Hell on Wheels dizisi sayesinde gönül verdiğim William Elliot Whitmore’dan bir gospel bu yazıya iyi gider;

I’am Building Me A Home

”Kendime bir ev yapıyorum!

İbadet ederken kendime bir ev yapıyorum ben…

Dünya için çarpan bu yürek bir gün gelip duracak.

Ben ruhuma Tanrı’nın cennettinde bir ev yapıyorum.”

http://www.youtube.com/watch?v=dZ7RU_A9JKk

Hiç yorum yok: