28 Ekim 2013 Pazartesi

Mars – Chiron Karşıtlığı ve Ay Düğümleri Arasında Mistik Dörtgen – Onarma ve Onarılma Vakti …





LABIRINTHOS DE ALMA BY ERICA KUHN

Başak’taki Mars temkinlidir… Juno ve Uranüs’ten aldığı 150 derecelik açılar ile öyle olması da beklenir! Beklenmedik darbeler ya da kaçınılmaz hale gelen uyarı ve derslerle bir adım geri attığımız alanlar vardır hayatımızda… İşte kendini tutarak bizi kollamaya çalışan Mars böyle bir süreçten geçmektedir. Zira Balıktaki Retro Chiron’dan karşıt açı da alıyor ve geçmişten bu güne haksızca saldırıya uğradığımızı düşündüğümüz ya da gereksiz çıkışlarla kayıplara ve incinmelere yol açtığımız bütün alanlar tetikleniyor…

MEALİ;
Karşıt açılar bize DENGELENME ihtiyacını hatırlatırlar… Çok incindiysek ya da çok İncittiysek illa ki abartmışızdır! Neyi mi; BEKLENTİYİ… SABRI… KIZMAYI… AFFETTMEYİ… GÖZ ARDI ETMEYİ… GÖZÜNE SOKMAYI… OLURUNA BIRAKMAYI… TUTTURMAYI… YALVARMAYI… SALDIRMAYI…

Yani aslında hikayeyi OKUMAYI reddetmiş ve hep kendi istediğimiz sonda diretmişizdir :)

Amaaa Mars-Chiron karşıtlığı şimdiki gibi Kuzey ve Güney Ay Düğümlerinin katılımıyla Mistik Dörtgen de oluşturduysa, artık aynı incinme ve incitmeleri yaşamamak yönünde bir uyarı yapmaktadır bize evren… Bastırdığımız ya da çarpıttığımız kızgınlıklar, kırgınlıklar, korkular, küskünlükler, pişmanlıklar, vicdan azapları ile bedenimizi, zihnimizi ve hayatımızı mundar etmemenin zamanı gelmiştir. Hayat bize DEĞİŞEBİLİRSİNİZ demektedir!

VAKİT ONARMA VE ONARILMA VAKTİDİR vesselam :)

Nasıl mı onarılacağız;

- Olmayacak duaya amin demekten hatta olsun diye büyü icat etmekten vazgeçeceğiz :) Oluru olan o kadar çok şey varken hayatta, olmazlara saplanmak bildiğin İNAT ve EGO saplantısı… Hayır hayır aşk, adanmışlık, çok emek vermişlik, dönülemez noktaya gelmişlik filan kabul gören bahaneler diil :))) Zira önemli olan SONUÇ değildir hayat için… Önemli olan size yürümeyi öğretmektir! Yürüyün şekerim :)

- Hep aynı yerden inciniyorsanız, çarptığınız masaya, hakkınızı yiyen iş arkadaşına, sizi onaylamayan insanlara, elinizi koparan timsaha kızmaktan VAZGEÇİN! Mesafe ayarı yapın… Köşeli, dişli, hırçın, huzursuz, – az sevildiği, korktuğu, başka türlüsünü bilmediği, v.b. – için sevgisiz, alıcı ve vermeyici, özensiz eşya ve insanlara fazla yakın durmayın ve onlarla bağımlılık ilişkisi kurmayın! Dizgini elinizde tutun… Kimin dizginini? Elbete kendinizin :) Zira bu güne dek onların insafına terk ederek yüreğinizi, seçimi de hep onlara bıraktınız… YAPMAYIN!

- KAYBEDEN OLMAMAK İÇİN hoyrat, huysuz, hırçın, yüzsüz, yapışkan, vefasız, suya sabuna selamsız, yararsız hatta zararlı, kararsız, çabasız, suratsız, sabırsız, saygısız, dursuz duraksız oluyorsanız… OLMAYIN :) Zira merkeze güvenip elinden gelenin en iyisini yapanın bunlara ihtiyacı yoktur… Sistem sizi korur ve besler. Umduğunuz ve bulamadığınız yerden değil doyacağınız yerden ;)

- DENGELENİN! Sertseniz esnemeye, gevşekseniz dik durmaya, korkaksanız bir adım atmaya, çok hırslıysanız motoru soğutmaya, çok vericiyseniz sınır koymaya, çok alıcıysanız hak ve kural bilmeye GAYRET EDİN!

Ama EN ÖNEMLİSİ; bilin ki hepimiz ama hepimiz ÇOK DEĞERLİYİZ…. Zira İNSAN RABBİN DİZAYNIDIR! O bizi tam istediği gibi yaptı. Dolayısıyla olduğumuz şeyi sevmemek, önemsememek ve kıymetini bilmemek gibi bir seçeneğimiz mevcut değil. Ve bizi dizayn eden o olduğuna göre, bize onay veren, rızk veren, yol veren, şifa veren de O olacaktır…

Elden değil ONDAN İSTEYİN! İstenmesini sever ve ikramı boldur, kerimdir denir :)

Madem RETRO’yuz eskilerden bir şarkı çalalım …. How Can You Mend A Broken Heart AL GREEN yorumuyla gelsin :)

http://www.youtube.com/watch?v=UgAFcvIw8J4


Hiç yorum yok: