15 Ekim 2013 Salı

Regulusla Kavuşan Mars, Neptüne Karşı … Vicdan ve Adalet Üzerine Dersler

It's Over by Michael Korubin - Miho
IT’S OVER BY MICHAEL KORUBIN – MIHO


Mars, gözü kara hallerini, adaletin yılmaz kılıcı söylemleri ile destekleyen Aslanı terk edip, makul, mantıklı ve mutedil Başak’a geçmek üzere… Ve geçiş kapısında konaklayacağı ilk han, en etkin sabit yıldızlardan biri olan REGULUS!

Şimdilerde Başak Burcunun ilk derecesine kadar ilerlemiş olan ve Kalb-El-Asad yani Aslan’ın Kalbi olarak da bilinen bu yıldız, asalet ile ilintili tüm kavramların temsilcisidir. Mars’ın ”kendini haklı çıkartmaya düşkün” Aslan burcundaki seyahatini, Aslan’ın Kalbi ile yüzleşerek bitirmesi ve tam bu süreçte, merhamet ve ilahi hizmet ile bütünleşen Neptün ile karşıt açıya girmesi, bize de Şefkat ve Adalet kavramları üzerinde çalışmamızı gerektiren deneyimler getirecektir…

Asaletin simgesi REGULUS ”kanun koyucu ve uygulayıcı” kökünden gelen bir sözcüktür. Asalet yüzyıllar boyunca iktidarı meşrulaştıran temel dayanak olmuştur. Ancak ASİLLER denilince akla, ”ayrıcalıklı” bir sınıftan gelen ve kendilerini kitlelerin üzerinde haklara sahip olarak görüp, insan topluluklarını otoriter hatta acımasız yöntemlerle idare eden kişiler gelir. Oysa böyle bir tanıma Aslan’ın Kalbi işareti altında doğanlar değil, ancak KALP’ten yoksun iktidar tutkunları uyabilir…

Asalet ve güç bir ayrıcalık değil bir yüktür! Bu yükü taşımak, sorumluluk bilinci ve vicdan ister… Adil, dürüst, şefkatli, emektar hatta fedakar olmadan asil bir kalbe sahip olunamaz. Bu nedenle REGULUS işareti altında doğanlar, daima yeteneklerle donatılmış ve omuzlarına ağır sorumluluklar yüklenmiş insanlardır.

Zamanın akışı içinde transit bir gezegenin Regulus’a dokunması ise, hepimizin asil bir kalp ile ayrıcalıklı bir insan arasındaki farkı anlamamızı sağlayacak dersler aldığımız bir dönemin habercisidir.

Şimdilerde Mars Regulus ile kavuşmak üzere… Mars bizim hayatta kalma güdümüzdür. Bir yola devam etmenin, bir hedefe varmanın, bir davayı savunmanın, bir tehlikeyi savuşturmanın, bir yıkımdan sonra ayağa kalkmanın gerektirdiği gücü Marstan alırız.

Mars Aslanda olunca haklı olduğu davaları daha bir cesaretle hatta biraz da gösterişe kaçarak savunur. Gücünü ortaya koymaktan, çalım satmaktan, bazen yapabileceğinden ve gerekenden çoğunu konuşmak, hatta hakkı olanın da ötesine geçerek etki alanının sınırları dışına taşmaktan kendini alamayabilir…

Bu da dünyevi meşruiyet kazanmak adına manevi meşruiyeti yitirmenin en iyi yoludur :)

Başak’a girdiğinde ise Mars’ın hızı kesilir. Şiddetin yerini temkin, saldırganlığın yerini hesaplı bir geri çekilme ve uygun zamanı kollama arzusu alır!

Bu aşamaya geçmek için Mars’ın Aslan’ın Kalbi tarafından sorguya çekilmesi, vicdan muhasebesine girmesi, kendi hakkaniyetini adaletin terazisine vurması gerekecektir :)

Aslan’ın Kalbi terazinin bir gözüne Mars’ı diğer gözüne ise şefkatin ve ilahi düzene teslimiyetin temsilcisi Neptün’ü koyacak ve tam bu aşamada Ay da Balık’a girip Neptünle yanyana duracaktır…

Bayramla üst üste gelen bu birkaç günlük süreçte nelerle yüzleşiriz derseniz;

- Kendimizi haklı çıkartmak için yaptığımız abartılı hareketler, hakkaniyet sınırını aştığımızı, sorumluluğumuzdan kaçtığımızı bilmemize karşın bunu itiraf edemediğimiz durumlar, bir biçimde vicdanımızı rahatsız edecek şekilde aklımıza düşebilir. Bu durumda konumumuzu kaybetme korkusuna ya da gurura kapılarak hatamıza sırt dönmek yerine, itiraf ve telafi yoluna gitmemiz yerinde olur… Aksi takdirde hayat yolumuzun üzerine kendi elimizle koyacağımız engellerin oluşturabileceği zararı göze almamız gerekebilir!

- Birileri bizim dalgınlığımızdan, maksadını aşan iyi niyetimizden, zaaflarımızdan, çaresizliğimizden ya da merhametimizden yararlanarak hakkımızı yemeye ya da bizi geri adım atmaya zorlayabilir. Mazlum konumuna düşmek de en az zalim konumuna düşmek kadar hassas bir sınavdır… Zira mazlumluğun da da en az iktidar kadar asil bir duruşla taşınması gerekir! Kaba, hoyrat, düşüncesiz, aldırışsız tavırlara maruz kalan insan, kendine saygısını yitirdiğinde en az kendisine haksızlık eden kadar zalim olabilir. Engelleyemediği bir kayıp karşısında da onur ve dirayetini yitirmeyen, özensizlik ya da vicdansızlık eden kişinin seviyesine inmek yerine, her Aslan Yürekli gibi Yaratan’ın adaletine ve koruyuculuğuna sığınmayı, hatta kendisine haksızlık eden için dahi kötülük dilememeyi başaran insan, Regulus’un sınavından yıldızlı pekiyi ile çıkacaktır :)

- Bazen de birilerinin üstünlüğü ya da önemini kabul ederek sorumluluktan kaçmak, onun iktidar pelerini altına saklanmak işimize gelir! Ama bu bizi yolumuzdan uzaklaştıran bir patikadır… Ya da kendimizi teslim ettiğimiz bir akıştan çıkmak için göstermemiz gereken dirayeti bir türlü kalbimizde hissedemeyiz… Bu dönemde göklerin önümüze koyduğu vesileler, bizi hem karşımızdakilerin tutumunu hem de kendi tercihlerimizi bir daha sorgulamak ve yeni bir duruş belirlemek yönünde tetikleyebilir. Gerçek güneş kadar parlaktır! Ama gözlerim kamaşır diye bakmayı reddedenler, varsayımlarının ve kaygılarının gölgesinde yaşamaya devam ederler…

Şefkatli, adaletli, dengeli, huzurlu ve umutlu bir Bayram diliyorum hepimize :)

Bayram şekeri niyetine de sevgisinin kurbanı olduğunu iddia eden bir kadının şarkısı gelsin; Aretha Franklin her zamanki gibi ”cigerden” söylüyor – I Never Loved A Man The Way I Love You





1 yorum:

koray dedi ki...

cok tesekkur ederim.