27 Haziran 2013 Perşembe

MERKÜR Yengeç’te Geri Gidiyor … Offf Yine mi Yaaa :)

Dare to Be Different by Sweetcaffeine
OOPPSSIDE-DOWN


Yıllardır MERKÜR RETRO korkusu oldu ya hepimizde… Artık biri ”Merkür yine geri gidiyormuş anacım!” deyince, öbürünün de ”Offf yine mi yaaa!” demesi adet oldu :) Ama bir şekilde de etkileniyoruz işte, ne desek boş…

MERKÜR, 26 Haziran’da durağan konuma geçti, bugünden itibaren tam gaz geri gidecek, 20 Temmuz’da yeniden durağan ve nihayet düz olacak ama, aslında 6 Haziran’da başlayan gölge süreci, 3 Ağustos kadar sürecek. ”Gölge derken…” bir lanetten filan değil, teknik bir şeyden bahsediyorum :))) Gölgeye girdiği derecede (13 Yengeç ) retrodan çıkar, retroya girdiği derecede (23 yengeç) gölgeden çıkar…

Ve biz bütüüüün bu uzayıp giden süreç içerisinde, YENGEÇ hem de ÇEKİMSER BİR YENGEÇ gibi davranan bir dünyada yaşıyor oluruz :)))) Bunun ne olduğunu bilen bilir!
Genel olarak teknolojik aletler, kitlesel iletişim ve insanlar arası iletişime, kısmen de işe güce, bolluk berekete etki eden bir şeydir MERKÜR’ün dünyaya aykırı gitmesi. Yaşanılan RETRO’nun özgün niteliklerini ise, içine yerleştiği BURÇ belirler. Dolayısıyla ÇEKİMSER YENGEÇ modunun ne olduğunu burada biraz açmalıyım :)

Önce Merkür’ün Yengeç’te olmasına değinelim; bildiğiniz gibi Merkür beş duyumuzla algıladığımız verileri süzgeçten geçiren zihni ve buna bağlı olarak gelişen tepkilerimizi temsil eder. Sağlıklı algı TARAFSIZ olmalı ve düşünce süreci, verilerin hepsi bir araya getirilerek sadece GERÇEK sonuca varmak için başlatılmalıdır. Bu aşamada TARAFLI bir bilim adamı gibi davranırsak, yani bulduğumuz verileri ”hoşuma gidenler – gitmeyenler, işime gelenler – gelmeyenler, üstünde durmayı tercih edeceklerim- hasıraltı edeceklerim” gibi sınıflandırırsak, GERÇEK’e giden yol biraz uzar ve hayli çetrefil hale gelir. Üstelik kendi YARATTIĞIMIZ GERÇEKLİK doğrultusunda davrandığımız, yani tepkilerimizi buna göre verdiğimiz, iletişimimizde bu mesajları yaydığımız için, çevremizdeki insanları da gerçeğin saptırılmış, bize göre dönüştürülmüş bir versiyonuna inandırmaya çalışıyormuşuz gibi bir durum olur :)

İşte MERKÜR YENGEÇ’te genelde bunu yapar :) Dünyayı kendi kaygıları çerçevesinde kurgular ve bu kurguyu etrafına da bi güzel satar… Aslında Merkür’ün Yengeç’e girdiği Mayıs sonundan bu yana iletişim organlarının ve bazı çevrelerin takındığı tavrı düşünecek olursanız ne demek istediğimi gayet iyi anlarsınız ;)

Gelelim bu kafanın bir de RETRO olmasına! Tarafsız olamayan bir zihnin, bir de kendinden şüpheye düştüğünü düşünün… Ne çıkar ortaya;

- İç gerilim ve belirsizlik duygusunda artış ve buna bağlı bir geri çekilme arzusu,

- Karşılıklı güven sorunlarının ve bastırılmış kaygıların ortaya dökülmesi,

- Tarihte üstü örtülmüş bazı olayların gündeme taşınması,

- Arazi, toprak, sınır, güvenlik ve özerklik hakları gibi meselelerin gündeme oturması,

- Alınmış kararların tekrar masaya yatırılması ve aslında uzlaşma olmadığının görülmesi,

- İletişimin yavaş ve belki de sınırlı hala gelmesi, tartışma ve uzlaşma zemininin kaybolması,

- Bazı önemli olabilecek mesajların kişisel tercihlere ya da dalgınlıklara bağlı olarak iletilmemesi ya da yanlış anlamaya yol açabilecek şekilde iletilmesi,

- Algının yavaşlaması ve her adımda ”burada beni rahatsız edecek bir şey var mı?” sorgulamaları ile çarpık hale gelmesi,

- İletişimde seçilen sözcükler ve gösterilen tepkilerin fazlasıyla kişiye özgü ve karşı tarafın çözmesine uygun olmayan kodlar içermesi,

- SEZGİ ile VEHİM’in birbirine karışması

- EN ÖNEMLİSİ; kaygı artışından dolayı bir türlü karar alınamaması ve her şeyin bir takım bahanelerle ertelenip durması.

Dostlar, bilirsiniz ben sorun değil çözüm insanıyım :) Yani ”Yandınız anacım! En iyisi Temmuz çıkana kadar kafayı kapatıp tatile gidin!” filan diyip size yayılmak için bahane vermek yerine, ”Hal bu olunca naapmak lazım?” listesi çıkartacağım :)

NE YAPMALI;

- Bir mesaj aldıysanız, ilk satırdan yorum yapmaya ve sevinmeye ya da endişelenmeye başlamayın, böyle yapıyorsanız onu tarafsız birine okutun ve yazar burada ne demiş diye sorun!

- Nakit akışınız biraz yavaşlayabilir… O yüzden harcamalarınızda tutucu olun.

- Herşeye hemen alınmayın! Karşınızdakini yanlış anlama ihtimaliniz, onun da sizi yanlış anlama ihtimali olduğunu hatırlayın…

- Bir insanla hali hazırda meydana gelen bir durumu tartışırken, tutup ”Sen zaten kısa pantolonluyken de benim şekerimi yemiştin!” gibi tartışmalar açmayın :)

- Sürekli haklı çıkmaya çalışmayın… Bazen bir adım geri atarak nefes alma aralığı kazanır, karşımızdakinin de savunma duvarını kalınlaştırma eğilimini arttırmamış oluruz…

- Agresif atılımlar, agresif girişimler, ölümüne diyetler filan yapmaya kalkmayın :) Bir yere varmaz üzülürsünüz…

- Ağır ağır sindirerek düşünün, davranın ve yiyin… Hazımsızlık yapmasın :)

- Bir kenarda el atılmayı bekleyen işlerinizi yapın… Yani toptan sermek yerine, zaman bulmuşken bekleyen, ertelenmiş konulara el atın ki, geleceğiniz temize çıksın :)

EN ÖNEMLİSİ; Güven’in başkasına hatta kendinize bile değil SİSTEMİN BİLGELİĞİ’ne duyulması gereken bir şey olduğunu asla aklınızdan çıkartmayın! Bizi her durumda aklı selim kıvamında tutacak olan budur…

Bence müzik her şeyi toplar… BENİ YANLIŞ ANLAMA diye haykıran bir şarkı ile bitireyim bu yazıyı …

Don’t Let Me Be Misunderstood – Nina SIMONE

http://www.youtube.com/watch?v=9ckv6-yhnIY


1 yorum:

Nuray dedi ki...

Sevgili Junocum
Akliselim mesajlarin icin cook tesekkurler:)
bir sorum var yine :(
Benim dogum haritamda Merkur geriye gidiyor, bu durumda benim bu surecten daha olumlu mu daha olumsuz mu etkileniyor olmam beklenir?