8 Nisan 2013 Pazartesi

10 Nisan 2013, YENİAY KOÇ’ta, Yeniden Doğmak İçin Güzel Bir Zaman



Awakening
Awakening


YENİAY, 10 Nisan 2013 günü İstanbul’a göre öğlen 12:35′de, Koç Burcu’nun 20.40 derecesinde gerçekleşiyor. YENİAY anına göre çıkartılan haritada, Güneş-Ay kavuşumunun yanısıra 22 derecedeki Mars ve 25 derecedeki Venüsten oluşan Koç Stelyumu, 10′uncu evde yer alacak. Satürn ile 150 derece açıda duran Uranüs ise, MC noktasıyla kavuşum halinde olacak. YENİAY’ın yükselen noktası Yengeç’in 28′inci derecesi ve iyi haberlerin ve hayırlı bir doğumun müjdecisi olan Zosma sabit yıldızı ile paralel… Meali;

Güneş ve Ay’ın kavuşumu, Kaynak ile Yansıtan’ın kavuşumudur… Bir sıfırlanma hali ve yeni bir başlangıç şansıdır! Mars ile Venüs’ün kavuşumu ise, tıpkı bir kadın ve erkeğin birleşerek bir çocuğun tohumunu atması gibi, eril ve dişi enerjilerin ortak bir amaç için uzlaşmaya varmasıdır. Yeniay’ın kalbi olan Koç Stelyumu’nun ve Yükselen noktasının ortak mesajı, yeniden doğarcasına atacağımız yeni adımları müjdeler gibidir…

Ancak YENİAY’ın 10′uncu evde olması ve 10′uncu evin başlangıcı olan MC noktasının, Satürn’e 150 derece açı yapan Uranüs ile kavuşması, hafife alınacak bir durum değil… 10′uncu ev, bizim hayat içindeki duruşumuzdur. Üstümüze aldığımız bütün sorumluluklar, taşıdığımız bütün etiketler, bizim ayakta tutmaya çalıştığımız bütün sistemler ve bizi ayakta tutan dayanak noktaları, yani aslında yaşamımızın belkemiğidir. Dolayısıyla, bu YENİAY’ın tetiklediği enerji, sıradan bir yeni adım olmaktan öte, bir yeniden yapılanma!

Uzun bir süredir yıkımlar yaşanıyor hayatlarımızda … Para, statü, aile, aşk, gibi birçok temel konuda ön-kabul ve beklentilerimize meydan okuyan gelişmeler oluyor. Adeta hayat içindeki duruşumuzu destekleyen belkemiği kırılıyor. EGO’muz sarılacağı bir direk bulamayan sarmaşıklar gibi yerlerde sürünüyor. Ve biz, dayanak noktası kabul ettiğimiz birçok şeyin yokluğuna rağmen varlığımızı sürdürmenin bir zaruret olduğunu anlamaya başlıyoruz.

Yaşadığımız süreç, aslında bir OLGUNLAŞMA sınavı!

İnsan bir kadın ve bir erkeğin birleşmesi sayesinde hayat bulan bir genetik kodu taşıyarak dünyaya gelir… Doğduğu aile içinde hem korunur ve beslenir, hem de o ailenin benimsediği sosyal kodlar ve duygu & davranış modelleri ile şekillenir. Bu şekillenme esnasında, genetik kodumuzdaki – yani varlığımızın belkemiğindeki – bazı özellikler tetiklenir, bazıları ise gölgede kalır. Anne ve babamız arasındaki çelişki ve uzlaşma modeli, hiç farkına varmadan bizim hayat içindeki duruşumuzu belirler. Anne ve babamızın kendi aralarında denge kurmayı beceremedikleri her durum ve bize yansıyan her sorun, bizim için dünyanın güvenli olmadığına dair bir işarettir. Bu güvensizlik hissi, aidiyet duygumuzu, entegre olma arzumuzu, sorumluluk alma biçimimizi neredeyse birebir biçimlendirir. Biz bir ergen olarak onlara kafa tuttuğumuzu sanırız. Oysa atıldığımız hayat içinde aldığımız her sorumluk, yaptığımız her kontrat, girdiğimiz her ilişki aracılığıyla anne ve babamızdan aldığımız duygu & davranış modellerini bir şekilde yineler ve sınavdan geçiririz… Biraz daha özenle bakarsak, hayatımızdaki birçok olayın, çocukluktaki algı ağımıza takılan dramaların farklı görünümler altında yaşanan tekrarları olduğunu anlayabiliriz.

Bu kısır döngüyü hayatımıza çeken, bizim tercih ettiğimiz duruşlardır! Ama belkemiğimiz uzun bir süredir her yerden darbe aldı ve artık biz alıştığımız şekilde ve bildiğimiz yerlere dayanarak ayakta duramıyoruz…

Hayatımızın belkemiğini yeniden yapılandırmak zorundayız! Nasıl mı, özümüze yani varoluşumuzun belkemiğine dönüp, şimdiye kadar benimsediğimiz tutumları DENGELEYECEK olan özellikleri ortaya çıkartarak.

”Ama bu çok karmaşık ve zor görünüyor!” diyenlere müjde; YENİAY size belkemiğinizi yeniden yapılandırmak için kuvvetlendirilmesi gereken bileşenleri farkettirecek :)

YENİAY anında Satürn, 4′üncü evde yani aile ve kökleri temsil eden ama daha da derine indiğimizde taşıdığımız genetik kodları barındıran bölgede… Satürn Pluto Chiron üçlemesi, zaten uzun bir süredir hayatlarımızın zeminini yeniden yapılandırıyor. Bu YENİAY’da da, Satürn’den Uranüs’e uzanan ve kalıcı etkilere yol açacağı belli olan bir 150′lik açı, MC’yi yani hayat içindeki duruşumuzun varabileceği en üst noktayı tetikliyor. Uranüs, yıldırım etkili bir gezegendir. İnkara ve kaçamağa yer bırakmayacak bir hız ve kesinlikle, algılamamız gereken bir gerçeği önümüze serer.

Anlamak ve adını koymak, SIFIR NOKTASI’dır. AY’ın sıfır noktasına geldiği ve kaynağından tertemiz bir ışık alarak yeniden yola koyulmaya hazırlandığı bu an, bize - hayatımızın belkemiğini yeniden ve daha sağlıklı bir şekilde oluşturmak için – bir şans veriyor… YENİAY’da, tutumumuzda, bakışımızda, duruşumuzda eksik ya da abartılı olan bileşenleri tanımlayacak, bozulan dengeyi kurup yeniden ayağa kalkmak için gerekenlerin adını koyacağız.

BURÇ ve YÜKSELEN BURÇLARA GÖRE hangi konuların öne çıkacağını bir sonraki yazımda aktaracağım :)

Ama şimdi müzik … Yenay’a yakıştırdığım parça Anouar Brahem’den - RAF RAF

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=Kcn_a2_sfvo


1 yorum:

Adsız dedi ki...

astrolojinin bu kadar tutacağı aklıma gelmezdi.bir ben değilmişim.pes.ne zaman yerine oturacak bu yenilenme süreci?