11 Nisan 2013 Perşembe

Ay Satürn Karşıtlığı … Benim Hiç Bir Şey İstemeye Hakkım Yok mu?


by Cynthia Angeles
by Cynthia Angeles


Dün Koç’ta yepyeni bir döngüye başlayan AY, bu sabah hazcı ve garantici Boğa’ya girdi… Ağır aksak ilerleyişi içinde akşama doğru Akrep’teki Satürn ile karşıt açısı iyice belirgin bir hal alacak. Daha da şahanesi, çekişmenin iki bileşeni birden Juno’ya kare yapacaklar… Bunun oluşturacağı duygu hali, bildiğiniz MAHRUM BIRAKILMIŞLIK hissidir!


Juno ne zamandır Satürn ile kare. Ama – klasik astrolojinin tanımlarına göre Satürn’ün yönettiği Kova’da olduğu ve kendi gezegeni Uranüsten de olumlu açı aldığı için – bu Satürniyen meydan okumadan huzursuz olsa dahi, verilen dersi okumaya ve anlamaya yatkın… Yani aslında bir şekilde hazcı yanlarımızı, nefsimizi terbiye etmemiz gerektiği konusunda hem fikiriz. Zorlanıyoruz morlanıyoruz ama katlanıyoruz :))) Gel gör ki, talepkar duyguları gıdıklayan Boğa’daki AY da Satürn’ün ”zulmüne” isyan edince, zaten baskı altında tuttuğumuz bütün hayal kırıklığı ve hezeyanların ortaya dökülmesi pek mümkün…

Yetmiyormuş gibi Lilith de Venüs-Mars-Güneş üçlüsüne üçgen yapıyor… ”Tutturuyorum, istiyorum, talepkarım, isyankarım, dur demeyin fena bozuluyorum!” der gibi bir hal bu açının açılımı… Yani durum vahim :)))

Ne var ki, tıpkı dünya hali gibi bu duygu hali de fani…

İnsanlar iyi şeylere layıktır! Ama başta baştan çıkarıcı olsa da sonradan başa dert olan içi boş iyiliklere değil… Yıllardır temizlemeye çalıştığımız enkazların altında sızlayıp duran yorgun omuzlarımız, hep o gel-geç halleri kalıcı yapmaya, boş-işlerle hayatı anlamlı kılmaya çalıştığımız, bile bile lades dediğimiz zamanların eseri değil mi?

Biraz daha dirayet isteyen değerlere BOŞ-VERMEK ve kolay erişilebilir ve tüketilebilir olan şeylerle GÜNÜ KURTARMAK! Bu değil mi GÖLGEMİZ’in ışığımızı kapatmak için kullandığı ayak-oyunu…

Hah, işte! Bugün de öyle bir ayak oyununa denk gelmek üzereyiz :)

Ama kim diyorsa size ”gökler sizi sevmiyor!” bilin ki bu külliyen yalan! Gökler bir cerrah titizliği ve bir sanatçı özeniyle çalışıyor manevi ekolojisi bozulmuş hayatlarımızın üzerinde… Aslında gökler gönüllerimizi çoktan masal olduğuna inandığımız çocukluk ideallerimize bağlamaya ve bozulmuş konfigürasyonumuzu ”fabrika ayarlarına” döndürmeye çalışıyorlar var güçleriyle!

Neyse :) ben Yıldız-Avukatlığı’nı bırakıp yine Gözlemci kimliğime bürüneyim…

Kaçarı olmayan bir yapılandırmanın içindeyiz Dostlar! Düzenleyici ve kural koyucu Satürn ile yüzümüzü dönmemiz gereken ufku temsil eden Kuzey Ay Düğümü giderek yaklaşıyorlar birbirlerine… Kuzey-Güney Düğümü aksı, orbları gevşek olsa da bir üçgeni Chiron, öbür üçgeni de Pluto ile yapıyor… Yani şu benim meşhur Pluto Satürn Chiron üçlemem, her geçen gün daha belirleyici olmakta hayatlarımız üzerinde. Ay Düğümlerinin ileri geri hareketleri yüzünden zaman zaman üçleme ve hayatın ekseni arasındaki mesafe değişse de, 2013 Ağustos ayında tepe yapacak olan bariz bir değişimle içiçeyiz!

Şimdi bize eziyet gibi gelenler, çok daha farklı bir anlama bürünebilir 3-4 ay içerisinde…

Ne demiştik; böyle günler fanidir :) Aslolan kendimize yakışanı yapmak ve aynaya baktığımızda gönül gözümüze güzel görünen bir insan görmek arzusuyla yaşamaktır… Hiç kimseyi memnun etmek ya da bir günü daha hoş geçirmek için değil, yaratılışımızın özündeki formülü onurlandırmak adına! Ve hemen, şimdi, şu andan itibaren…

”Benim Hiç Mutlu Olmaya Hakkım Yok mu???!!!” diyenler için PINK MARTINI‘den gelsin ”Hang On Little Tomato” yani ”Az Daha Sabret Minik Domatesim” ;)


http://www.youtube.com/watch?v=9Jz706sJMjg

3 yorum:

Unknown dedi ki...

Bu yazının üstüne kendimi anlatmam gereksiz diyorum.BEn bugün sizin satırlarınızdayım...sozum yok,sağlıcakla,sevgilerle,iyiliklerle kalın..yakında görüşmek üzere,sema

JUNO ASTROLOJİK DANIŞMANLIK dedi ki...

Sevgilerimle Sema Hanım :) kendnize iyi davranın

Seleni dedi ki...

Bu kadar da güzel yazılmak ki.. Bu kadar da içten anlatılmaz ki.. Dİyeceğim de hepsini yazmış- anlatmışsınız.. Ellerinize, yüreğinize sağlık..
İmza; O bahsi geçen "minik domates".. :))