14 Nisan 2013 Pazar

Burçlar Hakkında ”Sivri, Hınzır & Cüretkar” Yorumlar … Gölgemize Ayna Tutanlar Serisi -1

Mona Lisa ''Manga Style'' by NISAI
Mona Lisa ”Manga Style” by NISAI


Bizim en sert ve sivri yanlarımızı ortaya çıkartan ve tam bir nefis tesviyesine dönüşen ilişkiler, gölge kişiliklerimize ayna tutanlarla, girdiğimiz yakınlıklardır! İşte sivri, hınzır ve cüretkar bir dille GÖLGEMİZE AYNA TUTANLAR …

Oldukça detaylı yorumlar olduğu için üç bölümlük bir seri halinde yazıcam. Her burç kendisinin dahil olduğu İKİ ADET yorum bulacaktır. ATLAMAYIN :) Ayrıca yükselen burcunuzu okumayı da unutmayın!

1. bölümde Koç-Başak, Boğa-Terazi, İkizler-Akrep ve Yengeç-Yay ikilileri yer alıyor

KOÇ – BAŞAK: Koçların hem sinirini oynatan, hem de gizli gizli gıpta ettikleri insanlar Başaklardır! Koç’un içinde de tıpkı Başak’ta olduğu gibi bir görev duygusu vardır. Onlar da hayata bir düzen getirmek ve her şeyi kendilerince mükemmel olan bir akış içinde tutmak isterler. Ancak iddialı ama sabırsız tabiatları, maratonlardan ziyade 100 metre koşularına uygundur. Başakları, fazla temkinli, fazla detaycı, fazla mızmız olmakla eleştir ancak tüm ”iddiasız” görüntülerine rağmen kafalarına koydukları her şeyi ne pahasına olursa olsun hayata geçirmek adına verdikleri mücadeleye de hayran kalmadan edemezler! Su katılmamış ego ile, hata bulucu ve son ütücünün, bu kıyasıya çekişmesinde, Başak asla ne kadar moral bozucu olduğunu çoğu kez fark etmeyecektir :) Zira en büyük zaafı yetersizlik korkusudur ve rekabete girince acımasızlaşan Koç’un küçümseyen tavırları karşısında, kendini kazansa da kaybetmiş gibi hissedecektir… Koç ve Başak’ın birbirine ayna tutmalarını sağlayan özellikleri, başarısızlık kavramına duydukları tepkidir. Koç’un Başak’tan öğrenmesi gereken, başarılı olmak istediği işlerde hiç bir detayı hafife almamak, emin olmadığı konularda ileri geri atıp tutmamak ve en önemlisi efendisi olmak istediği işin hizmetkarı olmaktan yüksünmemektir. Başak ise Koç’tan yaptığı her şeyi stres ve eziyete dönüştürmek yerine yapmaktan zevk almayı, arada bir aksaklıklar olduğunda moralini bozmamayı ve kimse ona aferin demese de iyi yaptığı herşey için kendini takdir etmeyi öğrenmelidir :)

BOĞA – TERAZİ: Boğalar çaktırmasalar da, Terazilere ayar olurlar ;) Aslında her iki burç da Venüs’ün çocuğudur… İkisi de zevkine, keyfine düşkün ve ikisi de doğası gereği talepkar fakat tembeldir. Ama Boğa tüm yayılıp serilme arzusuna karşın, kararlılık ve gayret göstererek istediklerini elde etmeye ve elinde tutmaya çalışır. Oysa Teraziler, sadece uygun zamanda uygun yerde bulunmayı ve gereken insanlara gereken şeyleri söylemeyi becerdikleri için, parmaklarını bile kıpırdatmadan herkesi büyüler ve her şeyi elde ediverirler! Boğa sevdiği hiçbir şeyden vazgeçemezken, Teraziler onların güç bela elde ettikleri ve asla kıyamayacakları şeylerden kolayca bıkıverirler. Boğalar gibi prensip sahibi ve kolay memnun edilmez görünseler de, biraz sıkıya geldiler mi hemen uzlaşıverirler… Boğa manevra üstadı kardeşi karşısında kendisini pek hantal, pek sıradan ve pek cazibesiz hisseder… Öte yandan Terazi de Boğaya bakıp bakıp, onun kendi ayakları üzerinde durabilen ve tüm koşullarla başa çıkabilen kararlı tavrına hayranlık duyar. Boğanın sı cak ve güven veren aurası ile kendi eserekli ve tutunacak bir dal arayan halini karşılaştırır ve birden kendine acıması tutar! Boğa ve Terazinin birbirlerine ayna tutmalarını sağlayan özellikleri, arzulu doğaları ve zaaflarına teslim olmaya gösterdikleri yatkınlıktır. Boğa, Terazi’den içindeki yumuşak ve uyumlu yanı saklamamayı, katı duruşunun kendisini daha başarılı değil sadece daha tehditkar yaptığını, arzuladıklarına erişmek istiyorsa yalnız güçlü değil, aynı zamanda sevimli ve uzlaşılabilir de olması gerektiğini öğrenmelidir. Terazi ise, Boğa’dan istediği şeyler için çaba göstermenin ve başkalarının desteğini alamadığın durumlarda da duruşunu kaybetmemenin, kendine saygının temel şartı olduğunu öğrenmelidir.

İKİZLER – AKREP: İkizlerin en hasta oldukları tipler Akreplerdir! İkizler yaşadığı ana nüfuz etmek ve çevresi üzerinde etkili olmak ister. O yüzden ilgisini çeken her yere girip çıkar, her tür insanla ahbaplık edip, her telden çalmaya, her konuda söyleyecek bir söz bulmaya gayret eder. Ne var ki, İkizlerin ilgisi ve algısı nokta atışı modeli duruma ve zamana odaklıdır. Tepkilerini hızla verir. Akrep ise derin bakar, uzun düşünür ve kapsamlı bir biçimde analiz eder. İkizler sazı eline alır ve onlarca cümle kurar. Akrep ise durur durur, sonra da İkizlerin ettiği onca cümlenin özünü içeren ve hatta eksiğini bulan, bir de anti-tezini ortaya koyan bir yorum yapar. İşte o an İkizler’in bittiği andır :) İkizler, o anda kendisini bir çocuk kadar şaşkın, bir sepet kadar boş, assolisti sunan bir spiker kadar etkisiz ve tam anlamıyla çaresiz hissetmektedir! Akrep ise İkizler’in kendini dünyanın merkezi zanneden bir çocuk gibi özgürce tepki vermesine ve ana odaklı yaşamasına hayret ederken, enerjisini, coşkusunu, ve değişimlere kolayca uyumlanmasını da alenen kıskanır :))) Zira Akrep her duruma atlamaktansa, gözler ve fırsat kollar. Daima en kötüsünü hesaba katar. Kendi kurguları içinde kaybolunca da, yaşadığı anın basit ama anlamlı getirilerinden mahrum kalır. İkizler ile Akrep’in birbirlerine ayna tutmalarını sağlayan özellikleri, hayatın nabzını tutmaya dair tutkularıdır. İkizler Akrep’den hayatın yüzeyine dokunmakla derinine inmenin aynı şey olmadığını, sürekli gündemde olmanın ve gözleri üstüne çekmenin marifet olmadığını ve davranışlarının çevre üzerindeki kalıcı etkilerini hesap etmeyen insana gerçekte değer verilmediğini öğrenmelidir . Akrep ise İkizlerden bazen olasılıklar için kaygılanmak yerine yaşayıp görmek ve çözümü anda üretmek gerektiğini ve sadece dalgalarla kucaklaşmayı göze alanın sörf yapabileceğini öğrenmelidir.

YENGEÇ – YAY: Yengeçler en fazla Yay’lara kızar ama en çok da onlara gıpta ederler… Yengeç’lerin güvenli ve sınırları belirli yaşam biçimlerine karşın, arayış içinde bir zihinleri ve büyük hayalleri vardır. Yetinmekten hoşlanmaz ve hayatları ile arzuları birbiriyle denkleşmedikçe mutlu olamazlar. Güvenilir ve sözünün eri olmak gibi kavramları çok yücelttikleri ama canlarının istemediği hiçbir şeyi yapmadıkları ve biraz kırılgan, hassas filan fıstık oldukları için fazla sorumluluk almayı da sevmedikleri bilinir ;) Zor güvenirler ama bağımlılık boyutunda yakın ilişkiler kurarlar. Koşullar ya da insanlar tarafından zorlandıkları zaman da, duygu ve zihin anlamında erişilmez oluverirler. İnsanın en büyük sorumluluğunun hayatı dibine kadar yaşamak olduğunu savunan, arzularının peşinde koşmayı erdem sayan, istediği şeylere ulaşmak için sınır tanımayan, insanlarla hemen ahbaplık kuruveren ama sıkıldı mı da en sevimli haliyle ve en akla gelmedik bahanelerle savuşup giden Yay, Yengeç’in kabusudur… Yengeç, ”ukalalığı sanat, bencilliği erdemmiş gibi satan” bu münasebetsize, asla tahammül edemez :))) Yay ise Yengeç’i tutuculukla, beklentili ve bağımlı olmakla ve kabuğunu kıramamakla suçlar, hatta alay eder! Yengeç ile Yay’ın birbirlerine ayna tutmalarını sağlayan özellikleri, ikisinin de zaman zaman ben-merkezci, talepkar, ısrarcı ve kendilerini korumaya odaklı davranıyor olmalarıdır. İkisi de çok yoğun duygusal yakınlıklar kurarlar ama kırılacakları ya da sıkıldıkları zaman erişilmez olurlar. Her ikisi de hayatın nasıl yürümesi gerektiğini tanımlamaktan hoşlanırlar ama işlerine gelmeyen şeyleri başkasına yığarlar. Yay sınırlarını koruyamamak korkusuyla, sevdiklerine sahip çıkamaz. Yengeç ise alıştıklarını kaybetmek korkusuyla özgürlüğüne sahip çıkamaz. Yengeç Yay’dan cesur olmayı ve gözden çıkartmayı, Yay ise Yengeç’ten sahip olmak istediği şeylere ait de olmayı, ve her ikisi de sorumluluk duygusu ve dirayet olmadan özgürlük de olmadığını öğrenmelidir.

Hiç yorum yok: