2 Nisan 2013 Salı

Pluto Güneş Karesi … Kendine Rağmen Yapmak!



Child on Window
Child on Window


Dün sabah, ”yeni başlangıçları kendimize borçlu olduğumuzu ve bunu yapmak için gerekli coşkuyu içimizde bulabileceğimizi” söyleyen bir yazı yazdım size… Ama akşama doğru ”Lilith-Ay karşıtlığının ve Pluto Güneş karesinin tamamıyla aktif olacağını, bu nedenle de epeyce bir depresif hissedebileceğimizi” söylemedim. Neden mi? Çünki aslolan umudu korumaktır! Umutla başlanan bir haftanın sabahından, akşama doğru ruh halimizin baş aşağı gidebileceğini haber vermekte hiç bir fayda yok ;)

Zaten zaman ”RAĞMEN YAPMAK” zamanı Dostlar…

Göklerde büyük bir yıkım ve yeniden yapılandırma çalışması uzun bir süredir devam ediyor ve bir süre daha da böyle devam edecek! ”NE KADAR?” diye sormayın, zira bunun herkese uyan tek cevabı: ”Her birimiz kendimizde değiştirmemiz gerekenleri bulup, hayata geçirene kadar.” Bugün yaşadıklarınıza bakış açınızı değiştirdiğiniz gün, zaten hiç bir şey eskiden durduğu yerde durmuyor ve eskiden verdiği acıyı ya da mutluluğu vermiyor olacak.

Yaşananlara bir de şu gözle bakmaya ne dersiniz;

Hepimize bazı kalıplar öğretilir; zengin, başarılı, cazip, yenilmez, unutulmaz, reddedilmez, yıkılmaz, hatta yaşlanmaz ve daima mutlu görünmek zorunda olduğumuzu düşünerek büyür ve öyle yaşarız. Halbuki hayat, hiç kimsenin kusursuz, hiç kimsenin hatasız, hiç kimsenin daima haklı, hiç kimsenin her durumda güçlü, hiç kimsenin sürekli kazanan, hiç kimsenin her istediğini elde eden, hiç kimsenin daima güvende olmadığını öğreten, bir prime-time TV dizisi gibidir.

Bizler MUTLULUK diye tanımladığımız şeyleri hayatımıza almaya ya da orada tutmaya çalışırken KENDİMİZE RAĞMEN birçok şey yapıyoruz. Bir çok şeyi aslında uygun olmadığını bile bile yapıyoruz. Bir çok yola aslında bir yere çıkmayacağını bile bile giriyoruz. Bir çok insanı aslında olmadıklarını bildiğimiz bir yere koyuyor, ya da kendimizi uymadığımız bir yere sığıştırmak için uğraşıyoruz. Bir çok yalanı örtüyor, bir çok hatayı gizliyor, birçok eksiğin doğurabileceği sonuçları görmezden geliyor, bir çok masalı kendimiz yazıp kendimiz oynuyor, bir çok meyveyi midemize dokunacağını bile bile yiyor … Çünkü o anda bundan keyif alıyoruz :)

Bu bir suç mu? Aslına bakarsanız, her şeyde bir suçlu aramak da tipik bir insan alışkanlığı ;) Suçtan ziyade, kolayımıza gelen seçimleri yapmış olmak diye tanımlanacak bir durum var ortada. Ve seçimleri biz yaptığımız ya da en azından bir parçası olmayı kabul ettiğimiz için, şimdi partiden arta kalan dağınıklığı da toplamak zorundayız.

Bazen bir bina içinde yaşanamaz hale geldiyse yıkıp yeniden yapmak gerekir. Dünyanın içinden geçtiği süreç de tam olarak bu! Yani gökler bizimle uğraşıyor filan değil… Aslında gökler bizi kendimizden, daha doğrusu kendimize rağmen peşine takıldığımız yanılsamalar ve kabuslardan kurtarmaya uğraşıyor.

Kendimize rağmen, yaptığımız seçimlerin bizi getirdiği yerde eğer hayatın bize bu yönde devam etme şansı tanımadığını görüyorsak, şimdi de kendimize rağmen UYGUN olan adımları atmak zorundayız… Bunu kendimize BORÇLUYUZ.

Sadelik, dürüstlük, sevecenlik, alçak gönüllülük, şükretmek, ve emek vermek … bunlar bir yudum su ve bir lokma ekmek gibi anlamı ve değeri azalmayan şeylerdir. Ve her koşulda, kafamızın içini vıcık vıcık eden, içimizi allak bullak eden her şeyi bir kenara koyup, sade, dürüst, sevecen, alçak gönüllü, emek vermeye hazır olabilmek şansına sahibiz. Ve bunları yapabileceğimizi hatırlamak bile, şükretmek için yeter!

Bugün Oğlak’a giren AY, Neptün ile üçgen yapacak… Sade, dürüst, sevecen, alçak gönüllü ve emektar olmak için HARİKA bir gün. ŞÜKÜRLER OLSUN :)

DUST in the WIND – Melanie Safka yorumuyla

http://www.youtube.com/watch?v=hjTZqMZ5FJ0


Hiç yorum yok: