3 Nisan 2012 Salı

URANÜS KOÇ'ta - URANÜS Çarpması...

URANÜS - delilerin, dahilerin, asilerin, sıra hatta toplum-dışı insanların, anlık uyanışların, yıldırım çarpmasının, keşiflerin, sürprizlerin, ani kararların, kaderin yönünü değiştiren felaket ve mucizelerin, şakanın - yani olmasını beklemediğimiz herşeyin efendisi Uranüs...

Bu aralar - ara derken Aralık 2011'den 2019'un ortasına kadar devam eden uzuuun bir ara - Uranüs'ün Koç'taki seyrine alışmaya çalışıyoruz. Koç başlangıç enerjisidir. Koç'un 1'inci derecesi ise, Ruh'un Madde'ye nüfuz edişidir...   Yani aslında yaşadığımız şey ''Yaratıcı Enerji''nin bir nevi hücrelerimize yeniden zerk edilişi, yaşamın süreğenliği içinde ağırlaşmış, bedene hapsolmuş ''Güzel Yan''ımızın, tıpkı ameliyat masasında duran bir kalbin yeniden canlandırılması gibi uyandırılmasıdır. Böyle bir şok, kime kolay gelir?

Yıllardır - bu sistem bir işe yaramıyor - dediğimiz herşeyin sorgulanacağı bir zamana girdik!

Ne zamandır doğan çocukların kafa yapılarına bakın örneğin; bizim ''normal'' dediğimiz standarda uyan kaç çocuk var etrafınızda? Hemen hepsi hiperaktif, birçoğunda dikkat eksikliği sendromundan, otizme kadar uzanan bir yelpazede ''uyumsuz'' altyapılar var. Ve varolan eğitim sistemi onların taşıdığı cevheri ortaya çıkartmak için yeterli değil... Oysa geleceği şekillendirecek olan bu çocuklar!

Standart ''din, devlet, millet'' söylemlerine bakın; ne zamandır içleri boşaldı... Artık yalnızca sevgisiz ve art-alanı daha fazla sömürü ve daha fazla kirli para hesapları ile dolu cümlelerin içinde kullanılan sözcükler haline geldiler. Oysa ne kadar severiz yaşadığımız toprakları... Ne kadar kutsaldır içtiğimiz su, soluduğumuz hava... Ne kadar büyük bir gurur duyarız taşıdığımız genlerden ve ne büyük bir coşkudur ''ONDAN'' olduğumuzu hissetmek...

Aşk, cinsellik, kadın ya da erkek olmak; nasıl da kayboldu bunların değeri... Oysa yaşamın nüvesi aşktan ve iki cinsin birliğinden başlamıştı. Bizler aşktan ve aşka doğmuştuk hani...

Nerde bitti büyü? Büyük insan nerde bitti? Büyük lafların ardına saklanmış küçük küçücük korkular, kaygılar, hesaplar, vicdan ve dirayetin önüne geçince elbette... BEN bizi geçince, inandıklarımız bile BENLİK davasına dönüşünce, kavgalarımızın anlamı HAKKI BULMAK değil HAKLI OLMAK olunca...

Ama şimdi Uranüs geldi meydane, hepimizden merdane... İsteseniz de istemeseniz de - for good - yani dibine kadar değişecek dünyanın düzeni. En önemlisi bizler içimizdeki cevherin farkına varacağız!

Diğer gezegenler de Uranüs'e yardımcı olacaklar. Örneğin Mayıs'ın ortasından Haziran'ın sonuna kadar devam edecek olan büyük Venüs geçişi, dişi ve erkek enerjilerin dengelenmesi konusunda çok önemli bir başlangıç enerjisi sunacak dünyaya. Dişi ve erkek enerji deyip geçmeyin... sadece kadınlı ve erkeklikten değil, yaşamın özündeki zıtların birliği unsurundan bahsediyoruz burada! Abartılı olan unsurların geri çekilmesi, yokolmaya yüz tutan unsurların göverip can bulması için, yani dengenin bulunması için Venüs'ün eli değecek yaşamlarımıza ve Uranüs'ün işini kolaylaştıracak.

Biraz Uranüs'ün kime nasıl dokunacağından da söz edeyim ki, konu kişisel olarak bu durumdan nasıl etkileneceğini bilmek isteyenlerin gönüllerine de değsin;

Asıl burcu ve Yükseleni KOÇ olanlar için tam bir farkındalık değişimi olacak 2012-2019 aralığı. Değişim üzerinizden bir sel gibi geçecek. TEK ÖĞÜT: Direnmeyin, su ile akın... Ah, elbette KOÇ en iyisini bilir ama merak etmeyin EVREN sizden de iyisini bilir! Ben olmak ile ''bencil'' olmak arasındaki farkı farkedeceksiniz desem, yeter mi kalbinizi hoplatmaya ;)

Asıl Burcu ve Yükseleni BALIK olanlar, değerlerini, kaynaklarını kullanma biçimlerini ve elbette para kazanma yöntemlerini elden geçirecekler. Bazen de olumsuz görünen sürprizlerle gelişecek beklenmedik kararlardan çekinmeyin! Değerlerinizi hayata yansıttığınızda, hayat size bunun geri ödemesini mutlaka yapacaktır...

Asıl Burcu ve Yükseleni KOVA olanlar, insan ilişkilerinin gerçek anlamını keşfedecekler. Yakın çevreleri, kardeşleri, ahbapları, içinde rahat ettikleri hareket alanları ile ilgili bir sürü değişim yaşayacaklar. Öyle ki, değişimin kendisinden bile hızlı olduğunu ve belirsizliğin efendisinin kendisi değil, EVREN ve ana kuralın uyumsuzluk değil UYUM olduğunu KOVA bile idrak edecek...

Asıl Burcu ve Yükseleni OĞLAK olanlar, EV'den ne anladıklarını sorgulayacaklar... Oğlak kontrol edebildiği zaman kendini evinde hisseder. Oysa, sahip olduğumuz evler, aileler, insanlar, para, güven unsurları, hatta kendi çocuklarınız, hiçbiri aslında sizin hükmünüz altında değildir. Hepsi bu dünyaya aittir ve Uranüs önümüzdeki dönemde kontrol altında olduğunu sandığınız pek çok konuda ayaklarınızın altındaki halıyı çekecektir. Değişim zamanlarında kontrol edebildiğimiz tek şey, duruşumuzdur.

Asıl Burcu ve Yükseleni YAY olanlar, içlerindeki yaratıcı enerjiyi ortaya çıkartmak için sıcak kumlardan serin sulara, sonra yine sıcak kumlara atılıp duracaklar :) Tembelsiniz dostlarım tembel... Haydi itiraf edin, bir kez yapıp beş kez yemek ve yaptığınız şey hakkında yirmibeş kez konuşmak istersiniz! Ama zaman hızlandı... Anlamın anlamı kaybomakta! Üretken olmak beğenilmek için değil, faydalı olmak için yapılan birşeydir diye bir küçük ipucu verip geçiyorum yanınızdan.

Asıl Burcu ve Yükseleni AKREP olanlar, siz hayatın bir düzene değil bir dönüşüm planına sahip olduğunu en derinden bilenlersiniz... Güvensizliklerinizi, kaybetme korkularınızı, anlam karmaşalarınızı, tavuk-yumurta ikilemlerinizi, yani BAHANELERİNİZİ bir yana bırakın artık. Hayat berbat filan diye başkaları için yapabileceklerinizden kaçmayı bırakın bir yana. Hayatı yaşanır hale getirmekten sizin de sorumlu olduğunuzu kabul edin.

Asıl Burcu ve Yükseleni TERAZİ olanlar, birkaç cümle üzerinde uzun uzun çalışacaksınız; adaleti savunmak için önce yaşamın içindeki adaleti anlamak gerekir... güzellik dışta değil içtedir... aşkın faydası size kendinizi farkettirmesidir... gerçek teslimiyet kalbinizedir...

Asıl Burcu ve Yükseleni BAŞAK olanlar, önyargılarınızı bir yana bırakın... Bırakın mükemmelin ne olduğunu anlatmayı... Hayata bir düzen mi getirmek istiyorsunuz. O zaman değişimin mimarı olun! Yeni eğitim sistemleri, yeni sağlık araştırmaları, yeni beslenme düzenleri gerekiyor insanlara... Değişime direnmek yerine, yeni enerjilerin hayata akması için kanallar oluşturmaya odaklanın.

Asıl Burcu ve Yükseleni ASLAN olanlar; bedenimizi genç tutamayız ama zihnimizi taze ve bakış açımızı güncel tutabiliriz. Bu da hayatın öğrencisi olduğumuzu fark ve kabul etmekten geçer. Aslan tutarlılık arar ve bulamayınca kendinden şüpheye düşer. Ama önümüzdeki yıllarda odaklanması gereken şey, yaşamın merkezinde olmaya çalışmak yerine akışın içinde kalmaktır. Bunun için de bakış açımızı devamlı olarak değiştirmeye açık olmamız gerekir.

Asıl Burcu ve Yükseleni YENGEÇ olanlar... Siz hep önce güvenliğinizi ve rahatınızı garantiye almak ister, bu nedenle de toplumsal konumunuzu sabitlemeye çalışırsınız. Ancak önümüzdeki yıllarda, güven duyduğunuz kişiler, yaşamınızdaki otorite odakları, işyerinizin yapısı gibi, sosyal statünüz gibi kendinize çerçeve olarak kabul ettiğiniz bileşenler, alıştığınız gibi kalmayabilirler. Bu durumda sizin de bir eş, bir anne, bir yönetici, bir çalışan olarak üstlendiğiniz duruşta değişiklikler yapmanız kaçınılmaz olacaktır.

Asıl Burcu ve Yükseleni İKİZLER olanlar;ilişkilerimiz yalnızca bizi dinamik tutmak ve hayatı kolaylaştırmak için değildir. Bugünden yarına değildir bütün bağlar! Bizi bağlayanlar geçici çıkarlarımız, keyiflerimiz ve ihtiyaçlarımız değildir. İnsanlar, uzun vadeli amaçları, umutları, korkuları, idealleri yüzünden de yanyana dururlar. Yani aslında sandığımızdan daha büyük bir ailenin üyesiyiz hepimiz. Ve siz insanlarla görüşmek, yanayana durmak ve  haberleşmekten öte, onlar için birşeyler yapmak, onlara omuz vermek, size dokunmasa da onlara dokunan meseleleri dert etmek zorunda olduğunuzu daha iyi anlayacaksınız.

Asıl Burcu ve Yükseleni BOĞA olanlar; manevi değerlerimizi yapılandırmadan, maddi duruşumuzu korumak mümkün değildir. Değişim nedeniyle temellerinden sarsılan bir dünyada ayakta kalmak için, dünyaya tırnaklarımızı geçirmek yetmez. Dünyaya, dünyevi alışkanlıklarımızla değil manevi değerlerimizle tutunmamız ve yaptığımız her işe en değerli varlığımız olan sevgiyi yansıtmayı başarmamız gerekir.

O kadar dahi, çılgın, sıra-dışı, muhteşem unique filan demişken... Buyrun size bir Nigel Kennedy parçası. İsmi gibi ''nefis bir bardak beaujolais şarabı'' etkisi yapıyor

















Hiç yorum yok: